felsefe taşı

Medeniyet bizde mi acaba!

Medeniyet bizde mi acaba!
Ağustos 15
10:04 2017

Bir kaç gündür, beş kafadar, Letonya ve Estonya gibi kuzey ülkelerindeyiz.
Önce Riga’ya geldik.
Letonya yani, Litvanya değil.
Oraları köşe bucak, yedik yuttuk, sonra atladık otobüse, vızzz Estonya.
Tallinn adında, Orta Çağ’dan kalma bir müze-şehir.
Esskiiiiii…
“Ülke” dediysem.
Her biri bizim Trakya Bölgesi kadar.
Nüfus desen, 2 milyon var, yok.
Dağ-tepe?
Ne gezer!
Her yer orman, her yer nehir, göl.
Arada minik, şirin evler.
Apartman yapmayı dahaca öğrenememişler.
(Fakirler, fakir).
Ülkeler böyle düz ve tenha olunca; eee bir de Moskova’ya giderken yol üstü durağı.
Gelen vurmuş, giden vurmuş.
Napolyon Moskova’ya sefere mi niyetlendi?
Çay, çorba, ihtiyaç molası buralarda.
Hitler Moskova’ya mı gidiyor?
Ordu ezip geçmiş.
Eskiden bu toprakların insanları paganmış.
Yaaa…! Pagan, kuzeyli işte, ne olacak ki?
“Medeniyet bizde, barbarlık onlarda”.
Unutmaaa…!
Her zaman ön kabulümüz bu, insanlık bizde, yemek bizde, tarih bizde, kültür bizde, misafirperverlik ve hoşgörü bizde.
Barbarlık kimdeee?
Onlarda.
O zamanlar bunların kafada boynuzlu bir takke, bir elde domuz budu, bir elde şarap kadehi, Erol Taş her biri.
Vahşiiiii… ayyy, ay ayyy….

Tüton şövalyeleri Kudüs’ü Müslümanlara kaptırınca, canları sıkılmış (işsiz şövalye gibisi yoktur, hemen bira göbeği yaparlar) ne yapsınlar, gitmişler Papa’ya, demişler “ağam yar bize bir eğlence medet”.
Papa bakmış bunlar başa bela olacak, “Hadi ülen Tüton’lar göreyim sizi, gidin şu kuzeyin vahşi pagan halkını doğru yola davet edin” demiş.
Onlar da gelmişler buralara.
Almanlar, Danimarkalılar, Dominikanlar, Fransisyenler… derken.
Ruslar da gelmiş, Hitler de geçerken uğramış.
Stalin eksik mi kalacak?
Tüccar loncaları kurulmuş taaa 1200’lerde, ticaret almış yürümüş, sivil toplum 800 yıl önce örgütlenmeyi öğrenmiş, kent kültürü ve şehircilik, mimari vay vay vayyy…
600 yıl önce matbaa ve üniversite kurulmuş…
Vahşiler vahşiiii… ay ayyy ayyyyyy….
İste dostlar, biz de bu vahşi yamyamların arasına, geçici de olsa katılmaya karar verdik.
Işkence içinde geçen günler.
Sormayın, neler çektik?
Öncelikle, iki şehir de çok etkileyici.
İkisi de, UNESCO kültür miras alanı.
İkisi de, geçmişin tüm mirasını buram buram yansıtıyor.
İkisi de, vıcık vıcık turist dolu ve insanı bir turizm nesnesi haline dönüştürüyor.
Her şey, her bir değer bir pazar nesnesi ve sen de ortama uyup, pazarın parçası oluyorsun.
Ama dünya böyle, dedik ya insanlik bizde, bunlar vahşi yamyamlar.
Neyse, bir kaç gün sizlerle bu vahşilerin durumunu paylaşacağım, lütfen anlayış gösterin, zamana ihtiyaçları var.
Onlar da insan.

2.421 kez okundu
Paylaş

İlginizi Çekebilir

  • Işığın YükselişiIşığın Yükselişi Güneş, “Pagan Dönemi” dediğimiz İlk Çağ da insanoğlunun yaşamı için öyle önemliydi ki!.. Onun yakınlaşmasını insanlar hep kutlamışlardır. Kimi zaman festivallerle, kimi zaman […]
  • Bahar BayramıBahar Bayramı Toprağın 1 metre altı hep 18 derece! Mağaranın karanlık sonuna sığınan birey! Üzerinde giysi olmayan birey! Mağaranın dibinde çocuğuna sarılarak ısıtan anne! 21 Mart artık güneşin kuzey […]
  • İnsan Tutulmasıİnsan Tutulması Yılın son akşamı… Takvimden kalanson sayfayı kopardım bu akşam. Ağaçtan düşen son yaprakla beraber, o da geri dönüşüm döngüsüne dahil oldu. Giderken ağlamadı ikisi de. Çünkü döngülerini […]
  • Nevruz BayramıNevruz Bayramı 21-22-23 Mart!.. Kuzey yarı kürede gece ile gündüzün eşit olduğu 3 gün!.. Ve sonra ki her gün geceden daha uzun olacak, ta Haziran 21’e kadar!.. Hava ısınmaya… Karlar erimeye… Ağaçlar […]

Sosyal Medyada Takip Edin

Üye Olun

Yazarlar

Kategoriler

Takvim

Ekim 2024
P S Ç P C C P
« Eyl    
 123456
78910111213
14151617181920
21222324252627
28293031  

Arşivler