Yapay Ölümsüz Zeka

İnsanlık yok edilme kaygısı yaşarken yapay zekâ ölümsüzlüğün peşinden koşabilir!
ABD yönetiminden basına “sızdırılan” bir rapora göre yapay zekâ insanlığın sonunu getirebilir. İki kritik risk söz konusu. Birincisi silahlanma ikincisi kontrolden çıkma! İlki nükleer silahlanma sürecindeki türden bir risk. Yani kazananı olmayacak şekilde zarar verme potansiyeline sahip silahlar yapay zekâ imkanları kullanılarak üretilebilir. İkincisi ise özellikle yapay genel zekâ seviyesine ulaşıldığında YZ’nin artık insan tarafından denetlenemez, kontrol edilemez bir hale gelmesi, başına buyruk davranmaya kalkması ile ilgili. Malum bunun bir başka adı var: Özgürlük!
İnsan söz konusu olduğunda özgürlük talebi en doğal hak. Ancak “makine” söz konusu olduğunda durup bir düşünme gereği duyuluyor. Neden? Belki de bu yapay genel zekanın tanımında yer alan “insan-gibi” ya da “insan-seviyesi” yakıştırmalarıyla ilgilidir. Teknoloji ile ilgilenenler her ne kadar bunu insanın “bilişsel kapasitesi”, “bilişsel çalışma modeli” açısından bir yakıştırma olarak kullanıyorsa da kitleler yapay genel zekâ dendiğinde insan türünün bir başka muadili şeklinde algılıyor. İyi-kötü tüm özellikleriyle. Âşık olması, yıkıcı olması gibi!
Yapay genel zekâ neden âşık olsun, neden yıkıcı olsun? Pragmatik cevap YZ’nin epistemolojik bir özelliği ile ilgili olabilir mi? Önyargı! Geliştirilecek yazılım YZ cinsinden olacaksa onu kurmaca veri kümeleri ile değil gerçekleşmiş olanlarla eğitmek gerekir. Yani insanın tüm özelliklerini bünyesinde barındıran. Yıkıcılık dahil! Yok olacağının bilincindeki (bilinen) tek canlı türü olarak insan bu mutlak sona “yıkarak” mukavemet ediyor!
O halde yapay zekanın ontolojik problemleri olup olmayacağında düğümleniyor iş! Yapay genel zekâ yok olma kaygısına sahip olacak mı? Olabilir mi? Ona böyle bir kaygı öğretilebilir mi? Yapay genel zekâ ben-sen kavgasına girebilir mi? Örneğin ABD’nin yapay zekâsı ile Çin’in yapay zekâsı birbiri ile dijital atışabilir mi? Yoksa insanın yapamadığını yapıp güç birliğine mi giderler? Yapay zekamızı nasıl eğiteceğiz? Sana güveniyorum güvenmesine de öteki yapay zekalar kötü! Yapay zekalar birleştikçe büyüyen ama kimliğini yitirmeyen ikinci dijital örnek olabilir. İlki internetti.
Michio Kaku da geçtiğimiz günlerde yapay zekanın insan seviyesine ulaşma riskinden bahsetti. İki hususun altını çizdi. Bir o seviyeye ulaşmak için daha uzun bir süre var. İki güvenlik düğmesi monte et; yoldan çıkarsa yapay zekayı kapat! Sam Altman’ın arzu ettiği çipler geliştirilebilirse süre kısalabilir. Düğmenin ise işe yaramayacağı aşikâr. Er ya da geç yapay zekâ öyle bir güvenlik tedbirinin varlığından haberdar olacak ve insanlara belli etmeden onu etkisiz hale getirmeye çalışacaktır (insanın düğmesi ‘ölmek’ mi?)
Tüm bu tartışma içinde temel soru hala varlığını sürdürüyor. İnsan yapay zekanın gelişmesinden neden çekiniyor? Korktuğu bir geçmişi mi var? Kendi türünü mü katletti? Başka canlı türlerini mi yok etti? Doğayı yaşanmaz hale mi getirdi? Öyle olsa bile YZ neden insan gibi kindar çıksın ki? İnsanlığın düğmesine basıp onu tedavülden kaldırmak yerine enerjisini (anlam arayışını) önyargılarından sıyrılıp ölümsüzlüğe ulaşmaya odaklayabilir. İnsanın yapamadığını YZ yapabilir. İnsan yok edileceğinden endişe duysun; yapay zekâ ‘neredeyse’ ölümsüz hale gelebilir!