Kayıp Eşya
Şubat ayının son günüydü.
Muş havaalanında memurluğa başladım.
Müdür bey “kayıp eşya bölümü şefi oldun” dediğinde pek sevindim, memurluğun ilk günü ‘şef’ olmak …
Rabbim “yürü ya kulum” dedi, yürüyelim.
Bina içinde, salonun bir köşesine küçük bir masa bir de sandalye ile başladım işe.
Ne oda, ne de odacı…
Kırk yılda bir uçak inerdi o günler.
Tam yedi ay bekledim ilk kayıp eşya için.
Bir gün yolcunun biri girişte saat düşürmüş.
Getirdiler.
Biraz sonra sahibi olduğu iddiasındaki biri geldi.
– Saatimi almaya geldim…
Bu laubali tavrı hiç sevmem, devlet bu hababam sınıfı değil.
– Nerede, ne zaman kaybettin?
Adam ukala çıktı. Neymiş, buradan başka yer mi varmış, zaten haftada bir uçak kalkıyormuş …
Soruyu tekrar ettim.
– Biraz önce, havaalanı içinde düşürdüm.
– Kordondan başlayarak, tarif et.
….
– Markası?
…
– Modeli?
Burada tıkandı.
– Ne modeli kardeşim? Saat işte, casio marka, kahverenkli deri kordonu var, daha ne istiyorsun, kaç tane saat var ki elinde soruyorsun … gibi taşkınlıklara girişti.
Verdim saatini ama hemen o akşam “kayıp eşya beyan formu” hazırladım.
Formun altına güvenlik amirinin onayını da açtım.
Altı ay sonra, üçüncü form dolmuştu.
Formlar için üç dosya yaptım, boş formlar dosyası, sahibine iade edilmiş eşya formları dosyası, sahibi bulunmamış eşya formları dosyası.
Müdürüme dosyalar için dolap, daha büyük masa ve kayıp eşyalar için bir oda ihtiyacı beyanında bulundum.
Bir de yardımcı personel.
Birinci yılım dolduğunda, toplam dört kayıp eşya formu dolmuştu, bir saat, iki şemsiye, bir telefon.
Personel yetersizliği başgösterdi.
Bir depo görevlisi, bir kayıtlar için memur, bir de gece nöbetçi kalacak personel aldık.
İkinci yıl verimsiz geçti, millet malına mülküne sahip çıktı, yıl boyu eşya kaybolmadı, üçüncü yılda, yapılalı beş yıl olmuş havaalanı tamirata alındı.
Bu iki yıl içinde, personel sayımız iki kişinin katılımı ile altıya çıktı.
Uçak gelse de gelmese de, günde üç vardiyalı, 24 saat, tam kadro çalışmaya başladık.
Bu süre zarfında Arjantin, Honduras ve Kore’ye teknik geziye gittim, oralardaki kayıp eşya bölümleri üzerine incelemelerde bulunduk.
Beşinci yıl, müdür yardımcılığına terfi ettim, ilk işim Muş havaalanı kayıp eşya bürosu ile Seul havaalanı kayıp eşya büroları arasında kardeş kayıp eşya servisleri anlaşması yapmak oldu.
Koreliler bu işi anlamadılar ama, onlara kayıp eşya servisleri kardeşliği formu hazırlayıp gönderdim, imzaladılar.
Karşılıklı kapasite geliştirme eğitimleri düzenledik, ilk eğitime ulaştırma bakanlığı müsteşarı, müsteşar yardımcısı, genel müdür, vali, belediye başkanı katıldı, bizim servisten kimseyi almadılar.
Giden kafile tercüman götürmediği için, gittiği gibi geldi.
Kore’ye üç seyahat daha gerçekleştirdik.
Üçüncü seyahate ancak katılabildim. O kafilede marmara belediyeler birliği adına Büyük Ada Belediye Başkanı da katıldı.
Koreli’ler üçüncü ziyaretten sonra kayıp eşya kardeşliğine son verdiler.
Norveçlilerle kardeşlik anlaşması yaptık.
Göreve başlamanın yedinci yılında müsteşar beni Bakanlığa dış ilişkiler daire başkanı olarak atadı.
Dış ilişkiler konusunda kadrolu memur sayımız 28 idi, göreve başlamamla birlikte personel sayımızı iki katına çıkarttık.
Kenya ulaştirma bakanlıği ile yol güvenliği eğitim sözleşmesi yaptık.