Berlin‘i seviyorum. Büyük bir aşk ve ihtirasla değil belki, ama hayranlıkla karışık bir saygı hissiyle seviyorum bu kenti. Büyüklüğü, pervasızlığı, uyumsuz karışıklığı, sonsuz uykusuzluğu için seviyorum belki de. Ya da azıcık, insanın üzerine üzerine gelmeyişi, diğer imparatorluk başkentlerindeki anıtsallıktan uzak oluşu, mütevazı, fakir, ama mağrur duruşu sebebiyle seviyorum. İki defa sokaklarını [...]
"7-8 yıldır geziyorum; yürüyerek, otostopla, bisikletle, motosikletle, arabayla, trenle, helikopterle, uçakla, yada o anda fonksiyonel olan herhangi bir şeyle, bazen önceden belirlediğim bir hedefe doğru, bazen de Baudelaire`ìn gerçek gezgini gibi amaçsız-hedefsiz, yalnızca gezmek, yalnızca gitmek için. En az dağların zirvelerine tırmanmak kadar beni mutlu eden bir şey de, yollarda tanıdığım, [...]
İlkokula yaklaşmış olmanın verdiği heyecanı ile dolu olduğum zamanlar... 2-3 yaşlarındaki Tuba ile gündüzleri Anneannemde kalıyoruz. Sabah erkenden annem veya babam bizi anneanneme bırakıyor, akşamları da gelip alıyorlar... Tüm gün anneannem ile zaman geçiriyoruz. Teyzelerim de var. Onları izliyoruz sürekli... Çocuğuz ne de olsa... Yaramazlık yapıyoruz. Azıyoruz arada iki kardeş... Annem de [...]
Anna lisa Merelli’nin yazdığı Aysel Arslan’ın bu değerli yazıyı çevirerek tarihten günümüze ışık tutan çok özel bir örnek vermiş. Paylaşmayı elzem gördüm..! Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasının başlangıcı 378’de Gotlarla yapılan savaşa dayanıyor. [...]
Bir kitap, bir makale okuduktan ya da bir film, tiyatro eseri izledikten sonra uyguladığım bir düşünsel sağlamam vardır… Kendimce kullandığım bir filtredir bu... Yazının son noktasının, kitabın son sayfasının; filmin, oyunun son [...]
Yedi, sekiz yıl önceydi, 70 kadar ağaç (dişbudak) fidanı diktik bahçeye. Baktım fidanların dibinde, topraktan minik minik, yeşil yapraklar çıkıyor. Anasının rahminden yavaş yavaş baş çıkartan bebek gibiydiler. Işıkla buluşunca, [...]
Bugün babamın doğumgünü... Ama öleli, 7 ayı geçti. O öldükten sonra, hala tam yeniden doğamadım. Çok karizmatik bir aslan burcuydu o. Dünyanın bütün şehirlerinde sadece aurasıyla bile saygı görürdü. Ve dünyanın bütün taşralarında da. Onu özlüyorum. Bulunduğu [...]
Sabahın ilk saatleriydi... Gün daha uyanmamıştı.Bir kayanın üzerinde denizi seyrediyordu. Dalgalar bulunduğu kayaya , diğer kayalara , Bazen sertçe Bazen neredeyse okşayacak şekilde dokunuyordu. Zaman , mekan kavramını bir yana bırakmıştı. Deniz , Güzel, Sonsuz, Derin, Gizemli Davetkâr.... Kayanın üzerinde baktığı [...]
1980'li yıllarda üniversitede okurken Ankara'nın %70 kadarının gecekondularda yaşadığını öğrendik. Ekonomik zorunluklar ve nüfus artışı ile tarım ekonomisinin etkileri aileleri bulundukları kırsal bölgelerde yeterine besleyemez hale geldi. Göç ile şehirler [...]