felsefe taşı

Avcılık Meselesi

Avcılık Meselesi
Mayıs 10
09:51 2019

Birkaç gündür avcılarla bir polemiğe girdim.
Pek huyum değildir ama bu defa oldu işte, çünkü konu can alıcı.
Avcıların temel savunu noktaları şunlar:
1. Biz doğaya saygılıyız, çünkü avlayacağımız hayvanları zor günlerde yemliyoruz.
2. Devlete para ödüyoruz (vergi, ruhsat parası, vb.)
3. Kuşları öldürerek, popülasyonu kontrol ediyoruz. Yani, doğayı biz bozmuyoruz, sen git gölleri kurutanlarla uğraş.
4. Ne var yani vurduysak, sen tavuk yemiyor musun?

Bunlara elimden geldiğince cevap vermeye çalıştım ama olmadı.
Ya söylemek istediğim anlaşılmadı, ya da savunma pozisyonuna girip, o malum ezberlerine sarıldılar.

Onları anlayabiliyorum.
Karşılarında ciddi bir kitle onlara “katil” diyor, buna karşı ruhsal durumu sağlam tutmak kolay olmasa gerek.

Neyse, bir kere daha söyleyeyim, duymayan varsa duymuş olsun.
Avcı arkadaş bu laflar sana, ne olursun anlamaya çalış, kendini savunarak okuma öyle olunca söylediklerim boşta kalıyor.
Bak dinle…

1. Senin yaptığın (kuşu zor koşullarda yemlemek) doğa severlik değil, o celladın kurbanı sağ tutma arzusu.
Tamam, kar bastırınca keklikler için dağa yem serpiyorsun, biliyorum.
Ama niye?
Niye kargalara, tilkilere, şahinlere, doğanlara değil de kekliklere?
Çünkü o senin kurbanın.
Onu öldürme şerefi sana ait olmalı.
Onun içim de kurban cellatla buluşana kadar yaşamalı.
(“Cellat” dedim diye de kızarsın sen şimdi, bu metafor, takılma)
“Asıl doğacı biziz” diyorsun ya, derneklerin de var ya (örgütlüsün yani) mesela git kurutulan göller için kampanya yap, dava aç.
Git, yok edilen kıyılar için birşeyler yap, maden sahaları için imza topla…sivil direniş yap…
Ne bileyim yap işte, yem atıp kurbanını semirtmek dışında birşeyler yap…
“Sen ne yaptın laf ebeliği dışında” diyorsan, beni boşver, olayın kahramanı sensin … Ben de yapacağımı yaptım ayrıca.
(önemli not: Sazar’ın hakkı Sazar’a, Türkiye’de bu konuda aktif çalışan bir kaç avcı vardı, Metin bey, Süha bey gibi, ama onlar başka insanlardı ve zaten üç beş kişiydiler. Onlarla birlikte zamanında önemli çalışmalar yapmıştık, şimdi olsalardı Kızılırmak Deltası ava yasaklansın diye ilk sesi onlar çıkartırdı).

2. Devlete para ödüyoruz…
Verdiğin paradan öldürdüğün hayvana nasıl bir fayda umuyorsun?
Şu mu söylemek istediğin, “o kadar para veriyoruz, devlet bu parayı tahrip olan doğal alanları restore etmek için kullansın”.
Doğal alan restorasyonu nasıl bir şey haberin var mı? Kurutulmuş göle, suyu bastık oldu bitti mi sanıyorsun…?
Doğal alan restorasyonu çok zor ve pahallı iştir ve devletler de bu işe pek yanaşmazlar.
Anadolu’nun doğal yaşlı ormanları yok oldu, yerine ağaç diktik orman oldu işte dediler, her yeri ibreli ağaçlarla doldurdular buna da restorasyon dediler.
Olması gereken tahrip olmuş doğal yapının işlev ve değerleriyle birlikte geri dönüşmesidir.
Nehir ekosistemlerini baraj yaparak perişan eder DSİ sonra o baraj gölü için “bak size göl yaptım, çevresine de çam fikrim, daha me istiyorsunuz? ” der.
O baraj gölü sentetik bir su kütlesidir. Ne balığın yumurta bırakabileceği kıyı ekosistemi vardır ne de kuşa üreme alanı.
Nehir ne oldu…?
Yandı da bitti kül oldu..?
Hangi avcı derneği hangi baraja karşı “dur” dedi?
Merak benimki…
Yani, şeker kardeşim para veriyorsunuz diye yaptığınız işin haklılığı oluşmuyor.

3. Kuşları öldürerek popülasyonu kontrol ediyoruz (‘kuşları vuruyoruz ki daha çoğalsınlar’ diyen de var) savunusu da doğru değil.
Evet, bazı durumlarda ekosistemden bir türü çekerseniz denge bozulur, o zaman tür bazında müdahale gerekebilir ama bu müdahaleler bilimsel çerçevede olur, sınırlıdır ve geçicidir.
Yoksa, “avcılar vura vura doğanın dengesi yerine geliyor” diye bir şey yok… Ayrıca, avcı gidip nadir hayvanı vuruyor, gidip kaz, ördek, tavşan, keklik, gergedan, fil, antilop vuruyor.
Hiç bir avcı demiyor ki, “ben doğacıyım, hayvan populasyonunu kontrol ediyorum, gidip karga vurayım, martı vurayım… ”
Diyor musunuz?
Hayır…!
Neden..?
Kıl kuyruk ördeği vurarak dengeyi korumak istiyorlar çünkü eti lezzetli, fotoğraf çektirip hava atmak mümkün, fil vuracak dişi para ediyor, geyik vuracak başını duvara asacak… Sorarsan ama “popülasyon kontrolü”.

4. Ne var yani kuş vuruyorsak, sen tavuk yemiyor musun?
Anlatması en zor kısım da burası, avcı arkadaşa yaban hayvanının doğal ekosistemin parçası olduğunu ve yaptığı işle o parçayı doğadan çekip aldığını, tavuk ve sığırın insan eliyle çiftliklerde yetiştirildiğini aralarında böyle bir fark olduğunu anlatamıyorum.
Sen o elindeki silahla doğrudan doğaya müdahale ediyorsun, buna da hakkın olduğunu düşünmüyorum.
Sense düşünüyorsun… Fark da buradan kaynaklanıyor.
Umarım anlatabildim…..
(Bir de mesaj gönderip küfür etmeyin, iyi bir şey değil)

#KızılırmalkDeltasıAvaAçılmasın

1.468 kez okundu
Paylaş

İlginizi Çekebilir

  • “Dünya bize yetmiyor” YALANI!“Dünya bize yetmiyor” YALANI! Mevcut nüfusumuz ve istatistiksel olarak bu nüfus artışımızla yakın gelecekteki nüfusumuza bakarsak; kısa bir süre sonra dünyadaki kaynaklar bize yetmeyecektir. Bu nedenle nüfus artışını […]
  • Yakup’un Merdiveni -MiraçYakup’un Merdiveni -Miraç (Tevrat – Yaratılış – 28 / 1 – 22) 1 İshak Yakup’u çağırdı, onu kutsayarak, “Kenanlı kızlarla evlenme” diye buyurdu, 2 “Hemen Paddan-Aram’a, annenin babası Betuel’in evine git. Orada […]
  • Dolma KalemDolma Kalem Dolma kalem manyaklığı diye bir şey olduğunu yeni öğrendim. Öğrenmek ne ki, hasta oldum hastaaa... Ciğerlerimi sirkeli sularla yıkadılar, tuz ruhuyla gargara alemine […]
  • Doğa…mız!Doğa…mız! “Doğada sessiz, sakin, huzurlu bir denge var” der onlar. O huzurlu dengeyi, gırtlağını sırtlanın güçlü çenesine kaptırmış antilop anlatsa ya… Üzerine basılmış karınca ya da. Dünyaya […]

Sosyal Medyada Takip Edin

Üye Olun

Yazarlar

Kategoriler

Takvim

Ekim 2024
P S Ç P C C P
« Eyl    
 123456
78910111213
14151617181920
21222324252627
28293031  

Arşivler