M.Ö 371 yılıydı. Thespiae'nin en güzel kızıydı, Mnesarete. Güler yüzlü, hayat doluydu. İyi eğitim almıştı. Genç kız olduktan sonra Atina'ya yerleşti. Atina'da iş bulmak, geçinmek zordu. Hetairai oldu. Hetairai, Antik Yunan'da zengin erkeklerin sevgililerine verilen bir isimdi. Bir nevi fahişe. Güzelliğiyle nam saldı. Atina aristokrasinde ünlendi. Adını Phryne olarak değiştirdi. Bir gün bir sevgilisi istediklerini yapmadığı için Phryne'yi dinsizlikle suçladı. O günlerde dinsizliğin [...]
Sedat Kaya
Miletli(Aydın) Thales antik döneminin en aydın isimlerinden biriydi. Bilgi hazinesiydi. Öyle ki. Felsefenin babasıydı. Antik çağda "yedi bilgeler" diye tanınan filozofların atası. Herkes depremleri, volkanları, yağmur ve boranları tanrılara bağlarken, o bunların tanrılarla değil doğanın kurallarıyla ilgili olduğunu söylerdi. Matematikle, geometri ile ilgilenir, geçmiş kadim uygarlıkları araştırırdı. Mısır'da büyük piramitin yüksekliğini, gölgesinden hesaplayacak kadar zekiydi. Gökyüzünü gözlemler, ayın, [...]
Yeni yıl yaklaştı ya. Ortaçağ ulemaları konuşmaya başladı. Noel hristiyan işiymiş. Noel'i kutlamak günahmış. Noel bizim kültürümüze aykırıymış. Noel'i kutlayan çarpılırmış. Daha ne mışlar, ne mışlar. Bol keseden atıp tutmuşlar. * * * Dünyayı sadece Arabistan yarımadası sanan, Anadolu tarihinin İslam ile başladığına inanan, Arap kültürünün bu toprağın kültürü olduğuna şartlanmış Yeni Türkiye'nin yeni yetmeleri, Noel Baba denilen sembolü [...]
Knidos’ta güneş batmak üzere. Korint tapınağının sütunları binlerce yıllık ihtişamıyla hala ayakta. Bir sütun başlığında bir bitkinin yaprakları yontulmuş mermere. Büyük, dikenli ve parçalı yapraklar sütundan aşağı sarkıyor. Salkım saçak adeta. Ege’de antik kentlerdeki tüm [...]
Binlerce köle Ege’de “Güneş Ülkesi”ni kurmak için Roma’ya bay kaldırdı. MÖ 133'tü. Roma İmparatorluğu'nda kölelerin sayısı özgür vatandaşları geçmişti. İnsanlar üç şekilde köle yapılıyordu. Savaşlarda esir alınanlar, devlete vergisini ödeyemeyenler ve kimsesiz çocuklar. Kölelerin hiç [...]
Yıl 1955'di. Eylül'ün 6'sı. İstanbul'da serin bir sonbahar akşamıydı. Vural Öger henüz 13 yaşındaydı. Dayısının elini tutmuş, İstiklal'de yürüyordu. Rebul Eczanesi'nden limon kolonyası alacaklardı. Ana cadde ve ara sokaklar o gün çok kalabalıktı. Çevrede boş boş duran [...]