felsefe taşı

Son okuduklarım – 7

Son okuduklarım – 7
Temmuz 27
10:25 2023

*ERVING GOFFMAN ” Kamusal alanda ilişkiler / Toplu yaşamın mikro incelemeleri ” ( 451 sayfa )*
Okudum ama sevemedim.
Kitabın tanıtım yazısının bir yerinde şöyle geçiyor ” neredeyse natüralist bir sosyoloji önerir Goffman; insan sürülerini sanki bir belgeselci sessizliğiyle gözlemler, not alır, detaylara bakar. Bu açıdan bir taraftan etolojiye [hayvan davranışlarının bilimine], diğer taraftan ise, net bir Durkheimci vurguyla, bir düzen tesis eden “ritüellere” gider.
Sonuç: neredeyse rahatsız edici derecedeki soğukluğuyla doğru orantılı bir “ince görme”, en banal ve sıradan olanda yakalanan devasa bir senaryo”
Gerçekten o kadar mikro düzeyde incelemiş ki sıkıldım
Selamlama da bakışlar,göz göze hareket,hafif başı öne eğerek, gülümseyerek,sözle…. Yani aklınıza ne gelirse incelemiş mesela
Ya ds otobüste kalabalıkta duruş,bakış,konfor alanı, çarpışma,özür….
Erving Goffmann aslında Sosyoloji alanında ilk 7 sosyolog arasına girmiş önemli yapıtları olan bir sosyolog.Çalışmalarında izleme yöntemini temel alarak bireyin kendisinin sosyal inşası ve kendini dış dünyaya sunma şekillerini incelemiştir ( işte bir akademisyen olmadığım için belki de bu mikro düzeyde incelemeler beni bunalttı.)
*SCHOPENHAUER ” İnsan doğası üzerine ” ( 95 sayfa )*
Karamsarlığın filozofu” olarak isimlendirilen, fikirleriyle varoluşçu felsefeyi ve Freudyan psikolojiyi derinden etkileyen önemli bir Alman filozofudur. Nietzsche ‘yi derinden etkilemiş huysuz bir filozof.
Kitaptan alıntılar,
– Öte yandan, açgözlülüğün, bütün kötülüklerin en mükemmel örneği olduğu da söylenebilir. Fiziksel zevkler bir insanı doğru yoldan çıkardığı zaman, hataya düşen şey onun şehvani tabiati, benliğinin hayvani kısmıdır. O, bu zevklerin cezbedici yanları tarafından ayartılır, içinde bulunduğu anın etkisine teslim olmuştur ve neticelerini düşünmeksizin hareket etmektedir.
– Her insani mükemmeliyet, geride bırakmakla tehdit ettiği bir kusurla ilgilidir. Aynı zamanda her kusurun bir mükemmeliyet ile ilgili olduğu da doğrudur. Dolayısıyla eğer, sık sık gerçekleştiği üzere, bir insan hakkında bir hata yaparsak, bunun nedeni, o kişiyle olan tanışıklığımızın başlangıcında onun kusurlarını ilgili oldukları mükemmeliyet türleriyle karıştırmamız olacaktır.
– O halde, her insanın kalbinde sadece esip gürlemek için bir fırsat bekleyen, başkalarına acı verme arzusu duyan hatta şayet yoluna çıkacak olurlarsa onları hiç gözünü kırpmaksızın öldüren vahşi bir hayvanın yattığı kesin bir gerçektir. Bütün savaş ve kavga tutkularının kökeninde yatan şey de budur. Onu evcilleştirmek ve bir dereceye kadar kontrol altına almak için zekânın, onun bu işle görevlendirilmiş bakıcısının daima yapacak pek çok işi vardır. İnsanlar, şayet isterlerse, bunu insan tabiatının radikal kötülüğü olarak da adlandırabilir.
*DAVID HOPKINS ” Dada ve Gerçeküstücülük ” ( 212 sayfa )*
Zor bir okuma oldu, kitabın giriş sayfalarından aldığım iki paragraf kitabın konusu hakkında bir fikir verecektir.
Birçok insan için Dada ve Gerçeküstücülük, 20. yüzyılın sanat tarihindeki akımları somutlaşmış ‘modern sanat’ olarak çok fazla temsil etmez. Dada, ikon kırıcı okuyucu olarak, benzer şekilde Gerçeküstücülük de özünde burjuva karşıtı ama daha derinde tuhaflığa dalmış olarak akımdır görülür. Ama neden Dada ve Gerçeküstücülük? Neden bu ikisi birlikte boyunduruğa koşulur? Bunlar iki ayrı ama her zaman bir arada anılır. Sanat tarihçileri geleneksel olarak, Gerçeküstücülüğün ‘zeminini hazırlayanın’ Dada olduğu genellemesini uygun bulmuşlardır, oysa bu genelleme sadece Paris için geçerlidir. Bu kitap bu öyküyü kaçınılmaz olarak bir kez daha tekrarlayacaktır, ama bu akımlar birbirleriyle çatıştırılabileceğinden, aynı zamanda Dada ve Gerçeküstücülüğü farklı iki akım olarak da sunacaktır. Örneğin, Dada genellikle kaostan ve modern yaşamın fragmanlaşmasından hoşlanırken, yeni bir mitoloji yaratma ve modern erkeği ve kadını yeniden bilinçsizliğin güçleriyle yan yana getirme çabasında Gerçeküstücülüğün daha çok onarıcı bir misyonu olmuştur. Bu tür farklılıklar, mümkün olduğunca canlı göstermeyi amaçladığım önemli ayrımlara değinir,
Bu sorunun farkında olarak, kitabı anahtar tematik konular etrafinda oluşturdum. 1. Bölüm Dada ve Gerçeküstü- cülüğün tarihsel gelişimine ve bu iki akımı birlikte ele alan yaklaşımlara ilişkin varsayımlara değiniyor. 2. Bölüm, her iki akımın özellikle halka açık olaylar ve yayınlar açısından düşüncelerini neşretme biçimini ayrıntılarıyla inceliyor. Bu süreçte, sanatla yaşam arasında nasıl diyalog kurdukla- rını gösteriyor. 3. Bölüm, şiir, kolaj, fotomontaj, resim, fotoğraf, nesne yapımı ve film üzerine odaklanırken, estetik sorulara yakından bakıyor. Burada, anti-sanat ve her bir akımı modern estetik tartışmalar içinde konumlandırma sorunları merkezi bir önem taşımakta. Son iki bölüm, dikkatleri, bu akımlara ilişkin olarak benim ve başkalarının bugünkü tarihsel perspektifler çizgisinde yaptığı son araş- tırmalara çekiyor. Politikaya dair görüşlerine yakından bakmadan önce, usdışılıktan cinselliğe kadar çeşitli anahtar konularda Dada ve Gerçeküstücü tavırları araştırıyorum. Kitap, bu iki akımın uzak gelecekleriyle, özellikle de yeni sanat hakkındaki düşüncelerle sona eriyor.
Kitaptan alıntılar,
– Gerçeküstücüler insan ruhuyla her şeyden çok ilgilenirken, Dadacılar kendilerinden bütünüyle bağımsız güçlere başvurmayı seçtiler. İnsan benlikçiliğine ve insan aklına çok fazla değer verilmesine güvenmediler, zira, bir dünya savaşı bu değerlerden çıkmıştı.
Okumak sağlıklıdır…

266 kez okundu
Paylaş

İlginizi Çekebilir

  • İhtiyarlara Yer Yok!İhtiyarlara Yer Yok! İnternetin yararlı olduğunu da unutmamalı. Ondan sadece eğlence amacıyla istifade edenler için zor olsa da. Doğrusu internetin yararlı bir araç olduğunun giderek unutulması düşündürücü. […]
  • Arjantin Gezi Rehberi -1Arjantin Gezi Rehberi -1 Lapa lapa kar yağıyor. Sense uzun senelerdir yapmadığın kadar çok düşünüyorsun. Beyaz sessizlik… Gece yarısını çoktan geçmiş olmalı. Pencereden dışarı baktığında, sokakların […]
  • Arjantin Gezi Rehberi -1Arjantin Gezi Rehberi -1 Lapa lapa kar yağıyor. Sense uzun senelerdir yapmadığın kadar çok düşünüyorsun. Beyaz sessizlik… Gece yarısını çoktan geçmiş olmalı. Pencereden dışarı baktığında, sokakların […]
  • Devreler YasasıDevreler Yasası Devreler yasası var mı? Var. 12 yıllık devreler en genel kabulü görür, Doğu astrolojisi de bu bilgiyi destekler. Bazı öğretilere göre devreler 11, bazılarına göre 9, ve daha az sayıda […]

Sosyal Medyada Takip Edin

Üye Olun

Yazarlar

Kategoriler

Takvim

Nisan 2024
P S Ç P C C P
« Mar    
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930  

Arşivler