felsefe taşı

Nasıl?

Nasıl?
Ağustos 08
11:44 2017

Keşke bilsek! Neyin ne zaman ve nasıl olacağını yani… Çoğu yaşamsal kavramın ya da kimi zaman “kaza” denebilecek yaşantıların kendi içinde hazırlık süreci olsa da bilincimizin ve gözümüzün dışında bir süreci olması yaşamın belirsizliklerinden değil mi?

Bir şeyler olduktan sonra sormuyor muyuz şu soruyu: “nasıl oldu?” diye…

Bir yandan yaşamsal klişelere sarılıyoruz. Güneşli bir günde ölünmez ya da kasvetli, fırtınalı bir günde mutlu olunmaz sanıyoruz. Ama oluyor…

Kendimizi yaz günü tepemize yağan yumruk büyüklüğünde dolu tanelerinden korunmaya çalışırken ya da yaşam sınırlarını zorlayan bir kış soğuğunda şefkatli bir güneşin içimizi ısıtan ışıklarında bulabiliyoruz.

Yazın en sıcak gününde kendimizi yapayalnız, çırılçıplak ve kimsesiz hissedebiliyoruz.

Ne kadar güçlü olduğumuzu hissetsek de kendimizi yumuşacık bir peçete gibi en ufak bir rüzgarda uçabilecek kadar çaresiz bulabiliyoruz. Veya gücümüze bakmadan karşımızdaki kocaman dağı delip ardındaki suyu bu tarafa getirmemiz de mümkün…

Kısacası yaşam bu; zıtlıklar arasındaki denge; dengenin temellerindeki zıtlıklardan ve yaşadığımız bu süreçlerin hikayeleştirilmesinden oluşmuyor mu?

Ve olur da zamanın/mekanın bir noktasında “huzura” vardığımızda ve hatta olur da sorulduğunda; yaşadığınız yaşam ile ilgili vereceğiniz cevap ne olacak “nasıl geçti, nasıl oldu?” sorusuna…

Ve belki o zaman yaşadığımız zaman, mekanlar, kişiler ve tüm yaşamımız ilk an’ından son an’ına kadar film şerifi gibi görünecek. Hatalarımız, sevaplarımız ve kattıklarımız, yok ettiklerimizle hiç bir eleştiriye gerek kalmadan değerlendireceğiz varlığımızla başbaşa bulacağız kendimizi…

Bizden önce de olan ve bizden sonra da olacak olan şu kubbe’de hoş bir seda bırakabilir, ismimizi bizden sonraya taşıyabilirsek bu bize yaşamdan kalabilecek en büyük armağan olmaz mı?

Peki o zaman şimdi birlikte soralım mı şu soruyu; “bu armağanı kendimize nasıl gerçekleştireceğiz?” diye…

3.091 kez okundu
Paylaş

İlginizi Çekebilir

  • ThemisThemis Adaletin sağlandığı yerin “adliye” olmadığını anladığımın üzerinden çok zaman geçti ama adliye kelimesinin “dişil” olduğunu öğrendiğimde, aklıma ilk olarak gözleri bağlı olarak elinde […]
  • 21. yüzyıl ve biz Türkler…21. yüzyıl ve biz Türkler… “Türk, asillerin asilidir. Yapma olmayan, gösterişi bulunmayan bu pek yüce asalet ona tabiatın hediyesidir.” Pierre Loti Beş asır öncesiyle avunup kendimizi asker millet diye gaza […]
  • Erkeğin UykusuErkeğin Uykusu Yazarlarımızdan Levent Akış'ın kitabı çıktı. Tanıtım Bülteninden... "ÖZET: Kendilerini vurabilecekleri sahil bulmuş dalgaların, ağaçlara sürünen rüzgârların ve korkmayan kuşların […]
  • İnsanoğlunun geleceği “Homo Noeticus” mu?İnsanoğlunun geleceği “Homo Noeticus” mu? 4,6 milyar yaşındaki Dünyamızda insanlığın 3,5 milyonluk bir evrim süresi var. Son 50-65 bin yıllık dönemde ise Homo Sapiens’inCro-Magmon adamından evrimleşerek günümüz insanını […]

Sosyal Medyada Takip Edin

Üye Olun

Yazarlar

Kategoriler

Takvim

Ekim 2024
P S Ç P C C P
« Eyl    
 123456
78910111213
14151617181920
21222324252627
28293031  

Arşivler