felsefe taşı

Gözler

Gözler
Ocak 30
08:24 2023

Evet ‘GÖZLER’dir en büyük ruh bağlantısını ve aynı zamanda en şaşırtıcı olanı kendine çekebilen, konuşulmayan bir dili ifade eden… Gözlerin buradaki gibi en yaygın vücut motiflerinden biri olması hiç de şaşırtıcı değil. Ya da bu görüntüdeki gibi ışığın manevi göz olarak görülen üçüncü gözün işlevini geliştirdiği ; epifiz bezini uyandırdığına dair bir vurgu içermesi de… Ki burada görmenin / vizyonun – aslında- sınırlı fiziksel gözle değil ,üst Koshalar aracılığı ile olduğu da yansıtılmış adeta bize
Burada sübtil denilen dünyaya (?) girme vurgusu var benzeri görseller gibi, İnce nesneleri kaba gözlerimizle göremememizin, onların yalnızca sübtil gözlerle görülebileceğinin vurgusu da…
Sübtil gözleri açık olan insanların, insanlardan yayılan aurayı görebileceği ve renkler yoluyla başkalarının ruh hallerini, travmalarını vs anlayabileceği o biliş halini de…
Bu da konsantrasyon/meditasyon gerekliliği vurgusudur yine 🙂
Meditasyonda bu içsel gözlerimiz bir nevi alev gibi yapılmalıdır. Normalde bulanık ve karanlık addedilirler.

Ezoterik olarak bu ruhsal yolculuk
enerji bedenleri teorisi
aracılığı ile temsil edilir.

Kabadan süptile /
Dışarıdan içeriye doğru
bunlar:
Annamaya Kosha – Gıda veya Fiziksel vücut
Pranamaya Kosha – Enerji bedeni
Manomaya Kosha – Zihinsel beden
Vijnanamaya Kosha – Bilgelik bedeni
Anandamaya Kosha – Mutluluk bedeni

Günlük yaşamda genellikle en kaba olan koshalarla ,
özellikle Anna – maya kosha (fiziksel beden)
ile
aşırı özdeşleşme eğilimindeyiz.
Bu, Kendimizi anlamamızı sınırlar.

Oysa
“Göründüğümüzden çok daha fazlasıyız”
ve
aktif olarak
ekzoterik olandan ezoterik olana
– gözlerin önündeki dünyadan
gözlerin arkasındaki zihinsel alana – geçmeye çalışan
‘Vijnanamaya Kosha’ mızdır.

Evrensel bilgi, bilinçli zihne
vijnanamaya kosha veya psişik zihin aracılığıyla gelir,
Vijnanamaya kosha
zamana, mekana ve nedensellik faktörlerine bağlı değildir
denilmekte…
ve
ancak bu kabuk uyandığında,
kişi hayatı sezgisel bir düzeyde deneyimlemeye, salt tezahürlerin ardında yatan
gerçeği görmeye başlar.
Bu bilgeliğe götürür – denilmekte..

Zihnin gözleri nesnededir
ama vijnanamaya kosha’nın gözü
evrendedir
ve bu nedenle Hindular
vijnanamaya kosha’nın
bin başı ve bin gözü, bin eli ve bin ayağı olduğunu söyler.
Bu, her yerin görülebileceği anlamına gelir.

Zaten doğası gereği öznel olan
herhangi bir deneyiminiz olduğunda,
bu vijnanamaya kosha’nın bir sonucudur ;
Rüyanızda ne görüyorsanız,
vijnanamaya kosha’nın bir yansımasıdır
ve meditasyonunuzda, konsantrasyonunuzda
veya mantra yoganızda,
ışıkları ve çiçekleri, figürleri, melekleri veya azizleri gördüğünüzde, parfüm kokladığınızda veya sesler duyduğunuzda,
bu vijnanamaya kosha’nın sonucudur.

Varlığımızın daha görünür yönleriyle
aşırı özdeşleşmeden kendimizi kurtarmamız gerekir
– böylece gözlerimizi
kendi varoluşumuzun ve tüm evrenin
daha geniş boyutlarına açabileceğimiz aktarılır.
Deneyimlediğimiz her şeyin
gerçekte süptil evrende meydana geldiği,
madde evrenin yalnızca sübtil evrenin tezahürü olduğu belirtilir.
Bu radikal görünebilir,
ancak Sicim teorisiyle bilim de aynı yönde ilerliyor görünüyor.

Görme (ya da ses, dokunma, koku ve tat olabilir) ;
bu nesnelerin algılanması
önce
Manomaya kosha’da gerçekleşir denilmekte..
Örneğin, giriş sinyali bir ağaç için olduğunda,
Manomaya Kosha ağacı oluşturan gerekli malzemeyi yaratır.
Bu malzeme zihinsel dalga biçimleri
veya vrittiler / “bilinç akışları” şeklindedir.
Bu zihinsel dalga formu, ağaç için gerekli bileşenlere sahiptir.
Algı Manomaya Kosha’da gerçekleşir,
ancak bu kosha’nın
bu nesnelerin ne olduğu hakkında hiçbir fikri yoktur.
Kaynak materyali oluşturur,
ancak ne olduğu konusunda hiçbir fikri yoktur.
Manomaya Kosha’nın yardıma ihtiyacı vardır,
bu nedenle giriş sinyallerini kod çözme için
Vijnanamaya Kosha’ya iletir.
Vijnanamaya Kosha’nın zekası vardır.
Doğum anında, Vijnanamaya Kosha boş bir sayfa olduğu belirtilir.

(Karmalar ulaşmadığı için aşkın veçhe,
Vijnanamaya Kosha
-oysa ilk üç kosha /Annamaya , Pranamaya ve Manomaya Koshalar
tamamen karmanın kontrolü ve çekimi altındadır .
Karma alırlar , karma üretirler , karma yaratırlar-)

Kişi bu sayede
zekanın gücü ile sürekli öğrenir ve büyük miktarda bilgi edinir.
Bu öğrenme ile giriş sinyalinin kodunu çözer.
Kod çözme sürecinde, nesne dalga biçimine zeka katar.
Bilgi, dalga formunun temelidir.
Nesne dalga biçimi bilgiye sahiptir, ancak farkındalık yoktur

Ama Bilmek en üst düzeydir.
Bu seviye 5 koşanın ötesindedir.
En içteki çekirdeğimizde işlev görür.
Farkındalık aleminde işlev görür.

Hepimiz günlük hayatımızı
az ya da çok gelişmiş 5 kosha içinde yaşarız.
Kişisel Farkındalık, Gerçek Benliğimizdir.
Cehalet Gerçek Benliği saklıyor.
Amaç, Gerçek Benliği keşfetmek ve o Gerçek Benlik içinde kalmaktır.

Manomaya Kosha bilgi organlarını (Jnana Indriyas),
yani kulak, deri, göz, dil ve burnu içerse de
gerçek duyular içimizdedir.
Fiziksel gözlerin dışında gördükleriniz vs. yalnızca araçlardır.

Bu sebeple büyük bilgeler gözlerini kapadılar
ve en derin özlerini arayarak
meditasyon yaptılar

Meditasyon sırasında
gözlerimizi kapatıp rahatladığımızda,
Manomaya Kosha’nın etkisi nispeten daha az olur.
Aksine Vijyanmaya Kosha devreye girer ve aktif hale gelir.
Terapötik bir araç olarak kullanıldığında,
meditasyon Vigyanmaya Kosh’ta çalışır .
Ayrıca, her türlü psikoterapi (zihinsel danışmanlık) ve muhakeme de doğrudan bu Kosha’ya etki eder.
Akış halindeyken dengeli vijnanamaya kosha deneyimleyebiliriz .

Vijnanamaya kosha göksel bir deneyim sunar
ve kozmosun dokusuna örülmüş malzemeden oluştuğu için genellikle astral kılıf olarak kabul edilir.
Bu kosha ,Manomaya Kosha’ya nüfuz eder
çünkü çok daha süptildir
ve bilinçdışı ve bilinçaltı zihinle ilişkilidir.
Vijnamaya ,
evrensel zihin ile birey arasında bir köprü olarak da tanımlanır
ve bireyi doğrudan
evrensel enerjinin unsurlarıyla güçlendirdiği belirtilir.
İnsanı hayvandan ayıran
Vijnanamaya , içimizdeki metafizik Benlik yönüdür…
gerçek Benlik…

Kendini gerçekleştirme ifadesinin
felsefe ve ilgili dinde kullanımı,
Vijnanamaya atma’nın ( kendilik) Kendini gerçekleştirmesine anlamına gelir.

Yoga cesurca, sadece gözlerle algıladığınız beden olmadığımızı,
ne de sadece kan, kemik, kemik, kas, sinir ve sizi hayatta tutan farklı organlar olmadığımızı ilan etti.
Sen bundan çok daha fazlasın.
Aslında, kendimizden göz ile gördüğümüz şey
göremediğimiz şeyle sürdürülür.
Bu görünmeyen parçamız,
yukarıda belirttiğim gibi beş koshas’tan oluşur.

Yoga’nın tüm uygulamalarının amacı,
istisnasız olarak, nihayetinde
Vijnanamaya Kosha’da uyanış yaşayana kadar
bu Koshalara enerji vermek ve uyandırmaktır

Hoş ve nahoş tüm bu deneyimler
vijnanamaya kosha’da saklanır.
Manevi vecd arenasına adım atmak için
bu bölgeden geçmek
ve orada depolananlarla
– bir anlamda-göz göze gelmek zorundayız.

Vijnanamaya kosha’da uyanış olduğunda,
uygulayıcı, duru görü ve telepatik hale gelir;
insanlar ve olaylar hakkında, rüyalar, düşünceler
veya vizyonlar şeklinde
kendisine gelen birçok şeyi
daha gerçekleşmeden önce öğrenmeye başlar denilmekte…
(Vijnana ‘bilmek’ / “yargılama veya ayırt etme gücü” demektir)

Ve sadece Vijnanamaya’da uyanış meydana geldiğinde
ve bu deneyim sabitlendiğinde,
bilinçte Anandamaya kosha ile ilgili
aşkın vecd ve mutluluk deneyimlerinin ortaya çıktığı belirtilir.
Yani bu ifadelerden
Vijnanamaya’nın
Anandamaya’ya açılan kapı olduğunu söyleyebiliriz

Vijnanamaya, kişisel ve kişisel olmayan Benliğimiz
veya küçük, egoik benliğimiz ile kozmik Gerçek Benliğimiz arasındaki köprüdür.
Kaynaktan rehberlik alma şeklimiz budur denilmekte…
Bunlar da yine,
içsel alemlere ve yüksek bilinç alanlarına açılan
kapı
olarak da konuşulan Epifiz bezini hatırlatır bize…

Zira
daha yüksek farkındalık biçimlerine geçiş için ‘istasyon’ olan
Ajna – Üçüncü Göz/ Altıncı Çakra;
Enerji bedeni olarak
süptil eter olan
Vijnanamaya Kosha (psişik gelişim katmanı)
ile ilişkilendirilir.
(Vijnanamaya kosha
ayrıca Vishuddha veya boğaz çakrası ile de bağlantılıdır)

Bu seyir
bir Aydınlanma durumu gerçekleşene kadar
(sübtil gözlerin geçişi veya açılması nedeniyle Nihai gerçekliği doğrudan görene ve tadıncaya kadar) dır
ve dolayımlı bilgiye
(düşünme, mantıksal, analojik, duyusal) dayalı
tüm kalıp cevapların reddedilmesine dayanır.
(Bilgelik bedeni,
önceden programlanmış koşullanmanın ötesinden işlev görebilir)
Enerji şartlandırılmış kalıplardan salıverildiğinde,
kişi zihnin daha yüksek seviyelerine bağlanabilir.
İçsel Hayat Ağacı, egodan gelen bir anten yerine,
gizemli bir kaynaktan gelen bir anten haline gelir.
Tüm gerçek yaratıcılık, sanat, müzik, şiir, edebiyat ve yenilik, sınırlı şartlandırılmış zihnin ötesindeki
bu kaynaktan gelir.
Bu, Vedik geleneklerde buddhi veya akıl,
Budizm’de içgörü alanı
veya Platon ve Plotinus’un formlar dünyası dediği şeydir…
Yolculukta öyle bir nokta vardır ki,
dünya tersine döner, benliğin aşağı tarafları dizginlenir
ve canavarlar, bencil küçük patronlar, alçaklar
melek olur !…
Yüksek akıl, sembollerin ve yüksek akıl yapılarının
simyasal olarak enerjiye, düşünceye ve maddi forma dönüştürüldüğü yerdir.

Semboller her yanımızda, yaşıyorlar ve bizi etkiliyorlar
ama henüz onları görecek gözlerimiz yok.
Joseph Campbell,
tüm dinlerin doğasında mitsel bir yapı olduğunu
ve bazı mitlerin altta yatan arketipsel bir formun ifadeleri
olduğunu açıkladı ve dedi ki:
“Kahramanımızın yolculuğunda:
İğrenç bir şey bulacağımızı düşündüğümüz yerde
bir ‘Tanrı’ bulacağız.
Ve başka birini öldürmeyi düşündüğümüz yerde,
kendimizi öldüreceğiz.
Dışarıya doğru gittiğimizi sandığımız yerde,
kendi varlığımızın merkezine geleceğiz.”

Tüm bunlar, çoğu zaman
gerçeği olduğu gibi görmediğimiz anlamına gelir;
geçmiş anılarımız ve inançlarımızdan süzülen gerçekliği görüyoruz.

Gözlere dönersek ;
onlar her şeyin başlangıcı olarak
bizi birleştirir,
manevi mirasımızla birleştirir,
tüm cinsiyetler, milliyetler ve türler arasında ortak bir bağdır.

Gözlerin ruhun penceresi olduğu klişesi bize sık sık söylenir.
Manevi göz,
beden gözü gibi, görme ve anlama anlamına gelir.
Basiret, her şeyi bilme ve/veya ruha açılan bir kapıyı temsil edebilirler. Zeka, ışık, uyanıklık, ahlaki vicdan ve doğruluk & gözlerin yaygın olarak ilişkilendirildiği diğer nitelikler arasında…

Gözler sembolik bir rol üstlendiğinde,
normalde algı, uyanıklık ve bazen de psişik güçler temalarıyla bağlantılı olur yani tüm vücut ışıkla dolu olacak – (aydınlatılmış)
yani bedensel görüşte olduğu gibi,
iyi ve sağlam bir gözle bakan,
her nesneyi açık bir şekilde görenle ilgili…
Daha olumsuz bir düzeyde, gözler
aldatma, yanılsama, yasak aydınlatıcı bilgilere sahip gizli topluluklar ve/veya sürekli gözetim altında olmakla ilişkilendirilebilir .
Hülasa görünüşlerle de bağlantılıdır
– hem yüzeysel hem de bir şeyin gerçek doğasını görme yeteneği.

Ayrıca gözlerin son derece savunmasız olduğunu hatırlamakta
fayda var ,
bu nedenle motif bir gözün yokluğu olabilir.
Bu gibi durumlarda, tema körlük
(hem gerçek hem de mecazi)
veya uzlaşmacı bir algı olabilir.

Farklı vizyon türlerinden söz edilir;
Sıradan Vizyon
– Bahsedilen insan ruhunda görülen bir resimdir. Görsel olan bir şeyin algılanması. Manevi alemin bir görüntüsü veya içgörüsü
Gazing Vizyon
– manevi aleme bakmak (dikkatle bakmak). Bir meleği veya bir meleğin veya bir şehrin veya ulusun vizyonunu görmenin bir örneği, bir fırtına veya parçası olduğunuz manevi bir olayın farkında olmak veya şimdiki veya gelecekteki bir olayın vizyonundaki bir olayın ifşası.
Gündüz Vizyonu
– uyanıkken zihinsel olarak rüya görmek. Gündüz vizyonları genellikle hayallerle karıştırılır (zihne kendi hayal gücünüz tarafından atılan görüntüler)
Gece Vizyonu
– uyanıklık ve uyku arasında, bilinçli zihnin tam uyanıklığa tam olarak karıştırılmadığı ve vahiy aldığımız bir durum
Soyut Vizyon
– anlamı belirsiz ve son derece sembolik, mecazi, mecazi, soyut ve retorik bir vizyon. Soyut vizyon, neredeyse yarı sarhoş veya halüsinasyon gören, güçlü bir his veya duygunun üstesinden gelmek veya hakim olmak ile karşılaştırılır. Vizyonlar ve rüyalar arasındaki çizgiyi bulanıklaştırır.
Açık Görüş
– gözler tamamen açıkken manevi görüş. Buradaki vurgu gözlerin aslında ruhlar dünyasının alemini görmesi
Ayırt etme yeteneği bu şekilde işleyebilir ve ayırmamıza veya bölmemize, dolayısıyla dikkatlice incelememize, araştırmamıza, sonra belirlememize, yargılamamıza veya tahmin etmemize yardımcı olur.
Ayna Görüşü
– kimsenin görmediği bir şeyi görmek. Ruhta bir yansıma elde etmektir ya da herkes vizyondan habersizken bir varlığı fark etmektir

Gözlerimiz,
ışığın ve yaşam gücünün
harika yayıcıları ve vericileri olarak görülüyor
ve
eskilerin ruhani üstatları bunu biliyor ve anlıyorlardı,
bu nedenle ‘göz’ antik çağlardan beri
içsel gücün
ve daha yüksek bilmenin sembolü olarak ortaya çıktı.

Gözleriniz (niyetle odaklandığınızda)
lazer işaretçiler olarak kavranıyordu.
Bununla birlikte, enerjiyi bu şekilde yönlendirmek
büyük bir disiplin gerektirir
ve kişi enerji disiplini ve kendi alanını yenileme konusunda yetkin değilse son derece yorucu olabilir .
Manipülasyon için veya hain yollarla, çünkü enerji akışı doğrudan göndericiye geri döner ve hemen güçlenir.
Negatif enerjiyi savuşturmak ve/veya korumak için
‘ nazar ‘ kullanılmasına dair asırlık hikayeler görmemizin nedeni
bu olabilir.

Ruhsal enerjinizin ne kadar gelişmiş olduğuna bağlı olarak ,
insanların
gözleri aracılığıyla
büyük şifa frekansları yayabileceği de belirtilir.
gözleriniz açık veya kapalı olsa da
aynı şekilde çalıştığı
düşüncesi ile…

Ruhun enerjiyi yönlendiren titreşimi ne kadar yüksek olursa,
alıcının deneyimlediği ışığın titreşimi de o kadar yüksek olur.
Birisi gözlerinize bakmakta güçlük çekiyorsa
veya kasıtlı olarak bakışlarını başka yöne çeviriyorsa
endişelenmeyin.
Herkes, özellikle bir insandan yayılan
yüksek titreşimli ışığı görmeye ve kabul etmeye hazır değildir..
Birçoğu için, hayvanların gözlerinden gelen ışığı almak, insanlarınkinden daha kolaydır.
Her iki durumda da,
sevginin ışığı ve frekansı aktarıldığı sürece her şey yolundadır.

Şifalı Gözlerinizi Yeniden Şarj Etmek
Ruhsal yolunu geliştiren herkes için
ve içsel bilgeliğe erişmeye çalışırken,
sık sık gözlerinizi kapatmanız gerektiğini hissedebilirsiniz.
Hayata dair dış görsel perspektifinizi kapattığınız anda,
içsel perspektifinizin farkındalığı açılacağından…
“ Meditasyon yapmadığınız zamanlarda bile
gözlerinizi sık sık kapatmayı rahatlatıcı ve dinlendirici bulacaksınız.
Gün boyunca düzenli olarak yapmayı seviyorum. ”
diyor okült ve paranormal yazar Elizabeth Peru

Kimi nitelendirmelerde Manevi Gözünüz – Sol Gözünüzdür.
Gözlerle çalışırken,
beyninizin hangi bölümünün vücudunuzun hangi tarafını yönettiğini kabul etmek önemlidir.
Sol gözünüz sağ beyniniz tarafından yönetilir.
Beyninizin sağ tarafı dişil akışı iletir .
Hayal gücünüzden, yaratıcılığınızdan, sezgilerinizden, rahatlamanızdan, güveninizden, içsel bilginizden, beslemenizden, önemsemenizden ve ruhsal bağlantınızdan
sorumlu olduğu kabul edilir.
Sol Göze Konuşmak Konuştuğunuzda
ve birinin sol gözünün içine baktığınızda,
onun ruhuna hitap edecek ve kalp bağı kuracaksınız denilmekte 😉
Ruhlarına ve daha yüksek gerçeklere hitap etmek istendiğinde birinin sol gözüne konuşulması tavsiye ediliyor.
Sol göz
aynı zamanda geçmişinize
ve özellikle de geçmiş yaşamlarınıza
açılan bir pencere
olarak görülüyor.
Bu inanış biçiminde
sağ gözünüzü kapatıp sadece sol gözünüzün içine baktığınızda,
sonsuz, kadim varlığınızın size baktığı vurgusu var.

Fiziksel Gözünüz – Sağ Gözünüz
Sağ gözünüz sol beyniniz tarafından yönetilir.
Beyninizin sol tarafının eril akışı ilettiği belirtilir.
Aklınızdan, mantığınızdan, rasyonelliğinizden, eyleminizden
ve fiziksel bağlantınızdan sorumludur .
Sağ Göze Konuşmak
Konuştuğunuzda ve birinin sağ gözünün içine baktığınızda,
onun kişiliğine hitap edecek ve akıl ile fiziksel bağlantı kuracaksınız. Doğrudan ve konuya yönelik bir konuşma yapacaksınız.
Bu, sizin için önemli olan fiziksel düzeyde birinin bir şey yapmasına (veya bir şeyi net bir şekilde duymasına) ihtiyacınız olduğunda öneriliyor.
Kişiliğine hitap etmek ve net sonuçlar elde etmek istediğimizde,
birinin sağ gözüne konuşmamız tavsiye ediliyor.
Sağ göz aynı zamanda
geleceğinize ve özellikle gelecekteki olasılıklara açılan
bir pencere olarak görülmekte…

Bilgelik-Tanık Düzeyi olan
ve içgüdüsel duygu veya sezgi seviyesi olarak da tanımlanabilen
Vijnyanamaya Kosha
Tanık, bütünleşme ve kabullenme için
kendimizin tüm yönlerini
(persona ve gölge)
aydınlatan lamba olarak geçer.

Düşüncelerimize, duygularımıza ve davranışlarımıza
yargılamadan tanıklık edebildiğimiz zaman,
alışkanlıklarımıza, kalıplarımıza ve temel inançlarımıza yol açan kaynaklara ilişkin anlayışımızı
daha iyi geliştirebilir ve derinleştirebiliriz
Bu amaçla
meditasyon ve yoga ve pranayama gibi
ilgili uygulamalar yoluyla,
kendimize dair içgörü kazanmak
ve düşüncelerimiz, duygularımız ve deneyimlerimiz hakkında
daha dikkatli olmak için
bu bilinç katmanıyla nasıl bağlantı kuracağımızı
öğrenmemiz gerekiyor…
Evrim,
bireysel bilincin
maddi alemden,
zihnin içe dönük ve sezgisel hale geldiği
ve Annamaya kosha’dan …
Vijnanamaya ve hatta Anandamaya kosha’ya kadar uzandığı varoluşun
daha ince ve daha yüksek seviyelerine yükselişidir.

Yoganın da amacı budur
Yogada Örneğin Yantra kullanımı
bize vijnanamaya kosha’nın idrakini vermek içindir
Tantra aracılığıyla da geliştirilebilleceği
çünkü tantranın vijnanamaya kosha ile ilişkili olduğu belirtilir.

Gerçek bir yoga uygulayıcısı
gelişmiş bir vijnanamaya kosha’ya sahipken,
yoganın sonucunu elde etmiş bir kişi
anandamaya kosha’yı tam olarak geliştirmiştir.

Ancak bu beş koşanın ötesinde mutlak benlik vardır.
👁️‍🗨️Varlığın amacı
o kozmik benliği deneyimlemektir 👁️‍🗨️
ve o kozmik benliği anlamak ve deneyimlemek için
önce bu beş koşayı anlamamız gerekir.

İhtiyacımız olan her şey zaten içimizde
ve Vijnanamaya Kosha’ya ne kadar çok -dokunursak-bunu anlıyoruz.

1.086 kez okundu
Paylaş

İlginizi Çekebilir

  • İhtiyarlara Yer Yok!İhtiyarlara Yer Yok! İnternetin yararlı olduğunu da unutmamalı. Ondan sadece eğlence amacıyla istifade edenler için zor olsa da. Doğrusu internetin yararlı bir araç olduğunun giderek unutulması düşündürücü. […]
  • Fikir Sofralarının Felsefesi ve AtatürkFikir Sofralarının Felsefesi ve Atatürk “Şapka devrimi şekil için değil, düşünce ışığının kafalara girmesi için yapılmıştır.” Sofra kültürü, Atatürk’ün aydınlanma devrimleri ve felsefesinin ayrılmaz bir parçasıdır. […]
  • Sağlıklı Beyin Varlıklı BeyindirSağlıklı Beyin Varlıklı Beyindir Son kitabım “Seksever” i Maya Angelou’ nun “Yaratıcılığı tüketemezsiniz. Kullandıkça çoğalır. Ne yazık ki, çoğu zaman beslenecek yerde boğazlanır. Oysa yeni düşünme, algılama ve sorgulama […]
  • İmparatorluk Yıkan Mülteci Krizi…İmparatorluk Yıkan Mülteci Krizi… Anna lisa Merelli’nin yazdığı Aysel Arslan’ın bu değerli yazıyı çevirerek tarihten günümüze ışık tutan çok özel bir örnek vermiş. Paylaşmayı elzem gördüm..! Roma İmparatorluğu’nun […]

Sosyal Medyada Takip Edin

Üye Olun

Yazarlar

Kategoriler

Takvim

Kasım 2024
P S Ç P C C P
« Eyl    
 123
45678910
11121314151617
18192021222324
252627282930  

Arşivler