felsefe taşı

Efsane, Mythos, Mitoloji

Efsane, Mythos, Mitoloji
Ocak 10
08:34 2019

Efsane kelimesi dilimize Farsca’dan gelmiştir. Efsanenin bilim dilindeki karşılığı Mythos’dur ve kelimenin aslı Yunanca’dan gelmektedir. Anlamı da söz, öykü demektir. Efsanelerin tümünü içine alan ve onları sistemli bir bicimde inceleyen disipline de mitoloji denir.

Efsanelerin başlıca dört büyük konusu vardır:
a) Tanrıların nereden geldikleri (Teogoni)
b) Evrenin nasıl oluştuğu (Kozmogoni)
c) İnsanların nerden geldikleri ya ‘da nasıl oluştukları (Antropogoni)
d) İnsanın ve dünyanın geleceği (Eskatoloji)

İlkel efsaneler, tanrıların, evrenin, insanların yaratılış ve ortaya çıkışlarının yanı sıra ilk günahı; olumun kökenini; tufanı; tanrıların insanları nasıl cezalandırdıklarını; avcılığın ve hayvancılığın başlangıcını; bitkilerin ilkin nasıl ortaya çıktıklarını; ateşin elde edilişini; cinsel hayatın başlangıcını; yeryüzünün ilk çiftini, ilk ailesini; adetlerin, kuramların, törenlerin, teknik bilgilerin kökenlerini de konu edinmektedir.

Efsanelerin çoğu “açıklayıcı” karakterdedir; yani bir çeşit “bilim öncesi bilim” niteliğindedir. “Açıklayıcı” nitelikteki efsaneler “nasıl” sorusunu karşılarken, ara ara “niçin” sorusuna da cevap vermeye çalışırlar.

Efsaneler, tanrıların ve kahramanların söz konusu edildikleri olağanüstü, kutsal ve değişik bir hayat alanında geçerler. Bu alanı dolduran yüce varlıkların ve kahramanların yaptıkları çoğu “akıl almaz işler” bütün ayrıntılarıyla anlatılır. Bu anlatımda epik ve dramatik bir dil kullanılır.

Efsaneler, anlatıldıkları toplumlarda “gerçek” ve “kutsal” olarak kabul edilirler. Onların profanlaşmaları, yani kutsal dışı sayılmaları yasaklanmıştır. Halkların çoğu, öyküleri, “gerçek” ve “yalan” diye iki bolüme ayırmıştır. “Yalan” öykülerden kesin bir bicimde ayrılan “gerçek” efsaneler, kabilelerin dinsel hayatlarında önemli bir anlam taşırlar. “Dünyanın ve hayatın durumunu koruması, ancak, efsanelerde anlatılan ilk zamanlara ilişkin olayların ibadet ve törenlerde yenilenmesine bağlıdır” (Hermann, s. 126).

Efsaneler yalnız belli zamanlarda anlatılır ve canlandırılırlar. Örneğin ibadet sırasında, kutsal sayılan günlerde ve mevsimlerde, erginleme törenlerinde, urun alınırken ya da kıtlık, kuraklık çekilirken… Efsanelerin anlatımı ve canlandırılması da belli kurallara bağlanmıştır: Örneğin çocukların, kadınların ve yabancıların bulunduğu yerde anlatılmaz. Efsane anlatılırken kullanılan dile de ayrı bir özen göstermek gerekmektedir. Geleneksel anlatım biçimine uymak, şiirli bir dil kullanmak, günlük konuşmaya girmiş sözcüklerden kaçınmak efsane anlatımında uyulması gereken noktaların başlıcalarındandır. Aynı durum efsanelerin canlandırılmasında da söz konusudur.

Efsaneler, ilkellerin evren ve dünya içindeki yerlerini, davranış biçimlerini belirleme çabalarına yardımcı olurlar.

Efsaneler sadece dünyanın, insanın, bitkilerin, hayvanların yaratılışını değil, aynı zamanda adetlerin, kurumların, törenlerin de ilkin nasıl ortaya çıktıklarını konu edinirler. Daha önemlisi bu adetlerin, kurumların, ritlerin kutsallığını, kutsal sayılan ilk zamanlara bağlayarak gelenekseli destekler ve güçlendirirler. Başka bir söyleyişle; kurumların, geleneklerin, törenlerin ve ayinlerin toplum için kutsal sayılmaları, ancak efsanelerin doğrulamalarıyla mümkündür.

Efsaneler aynı zamanda insanın yaşaması için gerekli olan temel bilgilerin, tekniklerin ve değerlerin de ilk zamanlarda tanrılar ve kahramanlar tarafından insanlara verildiğini ya da öğretildiğini açıklarlar.

Sünnet adetinin, gizli dernekçiliğin, maskeciliğin, dövmeciliğin, erginleme törenlerinin vb. görüldüğü ve uygulandığı yerlerde bunların kökenlerini açıklayan ve bunları toplum için geçerli kılan çeşitli efsaneler vardır.

2.586 kez okundu
Paylaş

İlginizi Çekebilir

Sosyal Medyada Takip Edin

Üye Olun

Yazarlar

Kategoriler

Takvim

Ekim 2024
P S Ç P C C P
« Eyl    
 123456
78910111213
14151617181920
21222324252627
28293031  

Arşivler