felsefe taşı

Cumhur memnun mu?

Cumhur memnun mu?
Ekim 26
09:41 2017

Anadolu birçok medeniyete ev sahipliği yapmış önemli bir coğrafya. Birçok inanca zemin olmuş ve kutsanmış. Anadolu da bu mozaiğiasırlardır taşıyan bir hümanizm var… Bütün bunların sinerjisinde oluşmuş bu topraklarda;Cumhuriyetin bir ana çatıolarak koruyuculuğu var. Özellikle son yıllarda hepimizin omurgasını oluşturan, 80 milyonu bir arada tutan bir maya Cumhuriyet . Her geçen gün, bu değeri daha çok sahiplenmemiz gerektiğini düşünüyorum.Yerel yönetimler, “Cumhuriyet Festivalleri” düzenlemeli ve Cumhuriyet değerlerini yaşatmalılar.

Bu sene Cumhuriyetimizin 94. Yılı. Türk Dil Kurumu, Cumhuriyeti; milletin egemenliğini kendi elinde tuttuğu, belirli sürelerle seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı yönetim biçimi olarak tanımlıyor.
Peki, 94 senede sahip olduğumuz Cumhuriyet ile ilgili ne kadar ilerleme kaydettik? Birçok alanda konuştuğumuz ilk örnekler genel olarak hep Cumhuriyet Dönemi’nde üretilmiş çalışmalar. Bugün birçok kaynağa ve fırsata sahipken, neden o dönem üretilenin daha altında kalıyoruz peki?

Her alanda üretmekte sıkıntı çekiyoruz. Öngörü özelliğine sahip değiliz. Ama konu karşı tarafı eleştirmek olduğunda bir şeyler söylemeye can atıyoruz. Politik kısımlarını siyasiler tartışsınlar, biz sosyal ve kültürel alana bakalım. ‘İnsan yetiştirmek’ konusunda bugün sıkıntılarımız var. O zamanın insanlarına hayranlık duyuyoruz ama onların sahip olduğu bilgi birikimine ulaşmak için pek bir şey yapmıyoruz. Örneğin Cumhuriyet dönemi gençleri ve günümüz gençleri arasındaki farkları düşünsek? Günümüzde bilgili, eğitimli, kibar, nezaket sahibi, ya da genel anlamda‘eski insanlar’ olarak tanımladığımız kişileraslında Cumhuriyet ‘in çocukları. Onlara hayranlık duyuyoruz ama aldıkları eğitimleri ve yaşam tarzlarını eski buluyoruz. Bu durumda, yenilerde bir sorun olmuyor mu?

Çoğu Cumhuriyet dönemi eseri olan pek çok değere sahip çıkmıyoruz, göz ardı ediyoruz. Batılılaşma olarak aslında öz değerlerimizi arka plana atıp, başkasının yaptığının aynısını yapmaya çalışıyoruz.
Cumhuriyet dönemi kitaplarını okuduğumuzda, o zamandan bilgi edinebiliyoruz. O zamanı hayal edebiliyoruz. Belki imkansız geliyor yaşananlar ama aslında o duyguları bugün istesek de yaşayamıyoruz. Çünkü; günümüzde kitaplar zamanın ruhunu taşımaktan uzaklaşmış durumda. Bugün, yaratıcılık kavramı o zamana göre daha ön plandayken, neden gerçekten yaratıcı bir hikaye üretemiyoruz? Neden yazarlarımızın yazdığı bir kitabı dünya tüketicisine ulaştıramıyoruz ya da neden birkaç kitapla sınırlı kalıyor bu durum?

Peki ya kültürel alan? Sanat anlamında, Cumhuriyet döneminin en verimli yılları sayılan 60’lı ve 70’li yıllarda köylere, kasabalara tiyatrolar ve sinemalar giderdi. İnsanlar bir hafta öncesinden sinema bileti alır, büyük küçük topluca filmler izlemeye giderlerdi. Sinema ve müzikle ilgilenilirdi. Toplu eğlenceler düzenlenir, insanlar bir araya gelirlerdi. İnsanların sanatın farklı alanlarına ilgileri vardı.Bugün kaç gencimiz, kaç çocuğumuz gerçek anlamda sinemayı takip edebiliyor? Bir köyde kaç çocuk ya da kaç yetişkin sinema filmi izleyebiliyor?

Eğitim?Atatürk ülkenin geleceğini, eğitimin en üst seviyeye çıkaracağı fikrine inanarak, savaşlarda bile eğitim alanı ile ilgili çalışmalar yapıyordu. İnsanların okutulmaları ve eğitimle bilinçlendirilmeleri ile medeniyet seviyesini yükseltebileceğine inanıyordu. O zaman okuyan gençlerimiz ortak dil olarak Fransızca konuşuyor, temel konularda fikir sahibi olabiliyor, Batı’da eğitim alıp ülkelerine yararlı olmak mottosu ile geri dönüyorlardı. Bugün okullarımıza baktığımızda, kitap okumayan, film izleyemeyen, okuduğunu anlayamayan, sürekli sınav kaygısı yaşayan, her sene İngilizce dersi gören ama yine aynı seviyede kalan çocuklarımız var. Bu çocuklara neden gerçek anlamda eğitim veremiyoruz? Peki 94 yılda ne değişti de, nitelikli insan profilimizin yaşam tercihleri bu denli değişti ve beyin göçü vermek konusunda matematiksel oranlarımız arttı?

Son olarak da sosyal yaşam? Aldığımız eğitimle, geliştirmeye çalıştığımız kültürümüzle ve yaptığımız işle, sosyal olarak ‘nitelikli birey olma’ çabası veriyoruz.Bunların yanı sıra, insanımızın temel ihtiyaçlarını karşılamada yaşadığı zorluklar, kadınların ‘bayan’ olarak tanımlanması ve yaşadıkları çeşitli sorunlar, eşitsizlikler, hukuki adaletsizlikler devam ediyorken, Cumhuriyet kutlaması yarım kalıyor ne yazık ki.

Yine de, yarınına umutla bakmak istiyor insan. Türkiye, en önemli değeri olan Cumhuriyet ile elbet güzel günler görecek, aydınlığı selamlayacak. En kötü zamanlarda bile umudunu kaybetmeyen ve tek kurtuluşun Cumhuriyet olduğuna inanan Mustafa Kemal Atatürk’ü minnetle anıyor ve Cumhuriyet Bayramınızı enderin sevgilerimle kutluyorum…

2.597 kez okundu
Paylaş

İlginizi Çekebilir

  • Evrenselleş(ebil)mekEvrenselleş(ebil)mek Londra’da gerçekleştirilen 2012 Olimpiyat Oyunları’nın açılış töreni hafızalardan silinecek gibi değil… Görsel şov; evet mükemmeldi… Ama daha da çarpıcı olanı, açılışta birbiri […]
  • Hatırlayalım…Hatırlayalım… Yine kızacaklar. Ama yazmam lazım. Yangınlarda ve sellerde gördük. Dualar, toplu meditasyonlar, niyetler işe yaramadı. Bireysel olanlar da yaramadı, kalabalık olanlar da, kitlesel […]
  • AniAni Çözdüm!!! Birden farkettim aradaki farkı... Oysa ki o kadar yakın ve gözümün önünde duruyormuş... Son zamanlarda yine kayıplar yaşadım... Bedenlerinin nerede olduğunu biliyoruz. Onu […]
  • Tarih…Tarih… Yeni işim nedeniyle bir süredir ziyaretler yaptığım İstanbul'da bazı görüşmelerim İstiklal caddesi ve yakın çevresinde oldu. İnanılmaz apartmanların önünden geçtim, 100-150 yıllık […]

Sosyal Medyada Takip Edin

Üye Olun

Yazarlar

Kategoriler

Takvim

Ekim 2024
P S Ç P C C P
« Eyl    
 123456
78910111213
14151617181920
21222324252627
28293031  

Arşivler