İletişim bilimi, “Dinleme” eylemini çeşitli kategorilere ayırır. Görünüşte dinleme, savunucu dinleme, yüzeysel dinleme vs. gibi… Kriter, dinleyicinin birisini hangi ruh haliyle, hangi amaçla ve nasıl dinlediğidir. Dinleme şekillerinden bir tanesi de “Tuzak kurucu dinleme”dir. Açıklayalım… Adından da çok net anlaşılacağı gibi, dinleyenin amacı “Tuzak kurmak”tır… Yani deyim yerindeyse “Sinsice” bir dinleme şeklidir… İçten pazarlıklıdır… Samimiyetsizdir… Art niyetlidir… Tuzak kurucu dinleyici, [...]
Uğur Oral
Selanik mübadili bir ailenin torunuyum… Rahmetli anneannem ve dedem de Selanik’te doğmuşlar… Türkiye ve Yunanistan arasındaki nüfus değiş tokuşu kararının ardından, 15 yaşında bir genç kızken ayrılmak zorunda kalmış Selanik’ten anneannem. Maaile İstanbul’a gelmişler, yerleşmişler. **** Birçok yabancı ülkede bulundum röportajlarım vesilesiyle. Kendim icat ettiğim bir oyunu oynarım her [...]
Kavramları tanımlamak zordur… Zira, bir şeyi tanımlamaya kalktığında, onun sınırlarını da belirlemiş olur insan… Tanımlama esnasında sınır hataları da olasıdır elbette… Yanılgılar da yaşayabilir insan… Bazen, çok benzer gibi görünen tanımlar arasında uçurumdan farksız nüanslar olabilir… Farkında olmadığımız… Göremediğimiz… Belki de görmek istemediğimiz… *** Söz konusu olan matematik veya fizikse, nispeten daha kolaylaşır insanın işi… “Bir şey aynı anda hem A hem B [...]
“İlk”ler unutulmaz(mış)… Teamül budur… Buna inanılır... Bu yüzden hep “İlk”lere düzülür methiyeler… Ama ben biraz farklı düşünüyorum… Ve asıl, “Son”ların unutulmayacağını iddia ediyorum… Belleklerdeki “Unutulmazlık” payesini, “Son”(lar)a vermeyi daha uygun buluyorum. “Her şeyin temeli ‘Son’dur” diyen Aristo ile [...]
Fikirlerine değer verdiğim, saygı duyduğum bir büyüğüm var. Çok eski bir dostumun da babası aynı zamanda. Yetmiş yaşını çoktan geride bırakmış… Geçenlerde karşılaştık; çay içiyordum, masaya davet ettim. Çocuklar gibi heyecanlı bir hali vardı [...]
Çağı yakalayanlardan mısınız? Çağa yakalananlardan mı? Hayır, hiç de aynı şeyler değil aslında. Çağı yakalamak, yeniliklere vakıf olmak, günün koşullarına uyum sağlamak demek. Çağa yakalanmak ise, yeni düzenin hayatınızı ele geçirmesi… Adeta sizi zorla kendisine uyarlaması. Tüm [...]
Yıllar önce bir belgeselde izlediğimde, hayretler içinde kalmıştım. Dev köpek balıklarının yanında yüzen balıklar vardı. O heybetli, ürkütücü, ne yapacağı kestirilemeyen köpek balığının yanına nasıl oluyor da korkusuzca yaklaşabiliyorlardı? Hatta yaklaşmak ne kelime, adata [...]
Öznesini insanın oluşturduğu her eylemin “olmazsa olmaz”ıdır saygı... Temel taşıdır… Aşkın da… Dostluğun da… Medeniyetin de… Barışın da… Demokrasinin de… Özgürlüklerin de… İnsan olmanın da… *** “Günümüzde, insan ilişkilerinde saygı gittikçe azalıyor,” desem itiraz eden çıkmaz herhalde… Birçok sebebi var bunun [...]
Dünyaca ünlü kemancı Fritz Kreisler konserini bitirmiş, salondan ayrılıyormuş. Bir hayranı yaklaşmış yanına. “Üstat” demiş, “Sizin kadar mükemmel çalabilmek için tüm ömrümü kemana verirdim.” Gülümseyerek yanıtlandırmış hayranını Kreisler; "Ben verdim." *** “İyi yemek, kısık ateşte pişer” [...]
Yıllar önce kafama koymuştum, öğrenecektim ata binmeyi. Yolum bir çiftliğe düşmüştü, atlar da vardı. Binmek için izin istedim, “olur” dediler. Bir “ilk” olacaktı benim için. Kahverengili beyazlı, iri yarı bir attı; Şahsuvar’dı adı… Atın sırtına [...]