“Yüz gram pastırma kadar değerin var mı?”. Olmayabilir. İnan bana, olmayabilir. Ama, ola da bilir. Bu tamamen, seni yiyene verdiğin haz ile ilgilidir. Diyelim ki, sinirli bir şeysin. Dış arasına girdin, uğraş Allah uğraş, nafile. Ömür törpüsü yanında carrera mermeri. İşte, o kadarsın! Diyelim ki, Kastamonu’da Tabakoğlu işlemiş seni, kuş gönü’den öte, bir ipek yapraksın hay mübarek. [...]
Sunay Demircan
Güçlü oldukça “iyi”, güçsüzleştikçe “kötü”. İnsanın temel denklemi bu mudur? İnsan aklının kendini en çaresiz, en sefil ve en güçsüz bulduğu durum ölümdür. Ölüm karşısında akıl, binbir şabalaklık içinde perişandır. Çünkü, akıl bilir ki o vardır, kaçınılmaz olandır ve ne yaparsa yapsın, sonunda ona yenilecektir. Düşünsene, herşeyi düşünen akıl, ölümü düşünemiyor [...]
Bir arkadaşım var, Rasim. Heykeltıraş Rasim. Heykel yapar. Bir elinde çekiç, bir elinde taşçı kalemi, sabah akşam tak tuk taka taka tuk tuk tuk… Geçen gün yanındaydım, “bi dön bakim şöyle” dedi, beni bir güzel çevirdi, sonra elindeki çekiçle enseme vurmaya başlamaz mı? Dedim, “ulan Rasim ne oluyoruz!” Dedi, “eser yaratıyoruz, kıpraşma” Dedim, “nasıl şey [...]
Adamın biri, bizim köyün yolunda, elinde şemsiyesi, dört günlük sakalı, bembeyaz, gür ve dağınık saçlarıyla dikiliyordu. Durduk, bindi arka koltuğa. “Ben seni tanımadım” dedi. Dedim, “ben de seni tanımadım”. Ufuk çizgisine bakıp, sustuk bir süre. Şehire [...]
Bazı kadim kültürlerde 8+1=9 formülü bulunur (aynı zamanda 9’un karesi olan 81de 8+1’dir). Burada 1, her zaman olduğu gibi bir’dir, merkez’dir yani. Merkezin çevresindeki 8 ise 4 ana yön ile [...]
Tut ki bir domates ektin bahçeye. Gözün gibi baktın, evlat mübarek. “Gak” diyor su, “guk” diyor gübre. Sevgi ve şefkatte sınır yok. Dedik ya, evlat! Ne olur sonunda biliyor musun? Arkadaş alır başını gider, boyu seni [...]
"1840 yılı Manchester, İngiltere'de erkekler için ortalama ölüm yaşı 38, tacirler için 20 ve vasıfsız işçiler için 17 idi. 1860'larda, Sheffield'da daha yüksek sınıflı insanlar yaklaşık 50 yıl yaşıyorken, daha [...]
Fransız bir arkadaşımla Anadolu'nun bir köyünde düğüne davet edildik. Düğün, dernek işlerinden pek haz etmem ama bizim Charles tutturdu, "Türk gelenekleriyle tanışmak istiyorum, gidelim". Dedim, "oğlum kaşınma." Dedi, "geleneksel [...]
- Sunay Demircan: “"Zihnimiz sadece aşağı doğru olan hareketi kavramaya yeteneklidir, yukarı doğru olanı asla" der Arthur Schnitzler. Neden? Çünkü aşağıda olana dair bilgimiz vardır, yukarıda olanı ise bilmeyiz. Aşağısı [...]
Ey muhterem okur, bu yazımızda, horoz efendinin tarih boyunca semboller alemindeki görevine kulak vereceğiz. Öncelikle, horoz=ışık/güneş, yani aydınlanmadır. Güneş doğarken ötmek suretiyle, güneşin (Baba) gelişini müjdeleyen horoz, doğal olarak güneşin (Baba) sembolüdür; [...]