felsefe taşı

Post-Truth (Gerçek-Ötesi)

Post-Truth (Gerçek-Ötesi)
Ocak 23
09:13 2017

“Biz, hür insanlar olarak, özgürce karar verdik ki biz bir tür gerçek-ötesi dünyada yaşamak istiyoruz”.

2005’te “sudoku” ve “podcast”i, 2009’da “unfriend”i, 2013’te ise “selfie”yi yılın kelimesi seçen Oxford Universitesi Yayınları 2016 için “post-truth” sözcüğünü seçti. Yani “gerçek-ötesi”.

Kayıtlara göre “gerçeği değersiz, anlamsız hale getirme” şeklindeki manasıyla bu ifadeyi ilk kez Sırp-Amerikan oyun yazarı Steve Tesich 1992’de The Nation adlı dergiye yazdığı bir makalede kullanmış. Makalede Birinci Körfez Savaşı ve İran-Contra olaylarıyla ilgili olarak yazar şöyle bir cümle kurar: “Biz, hür insanlar olarak, özgürce karar verdik ki biz bir tür gerçek-ötesi dünyada yaşamak istiyoruz”.

Bu gerçek-ötesi dünya nasıl bir yer? Herkesin kendi gerçeğini mutlak gerçek olarak kabul ettiği ve çevresine de gücü yettiğince bunu zorla kabul ettirmeye çalıştığı bir dünyaya ne dersiniz? Gerçek, herkesin dilediği şekilde eğip bükebileceği “esneklikte” olabilir mi? Mevlana’nın ünlü körler ve fil hikayesi açısından incelersek; evet. Yani gerçek bütünüyle ele alınmak yerine kısmen değerlendirilirse eğilip bükülebilir hale gelir.

Sıkıntı konuya nesnel açıdan değil de kişisel anlamda en faydalı açı neyse oradan bakmaktan kaynaklanıyor. Bunun özünde nesnellik olgusunu(n değerini) öğrenmemiş olmak yatıyor. Nesnellik herkesi eşit hale getiren tek bakış açısı değil mi? Aksi durumda geriye güçlünün kuralı kendince koyması kalmaz mı? Bugün dünyanın her yerinde kitlelerin güçlü, karizmatik liderleri tercih etmesi bir tür tepki olsa gerek. “Nesnellik çok güzeldiyse ben niye bundan istifade edemedim!”.

İnsanlar hem o kadar çalışacak, didinecek, yıllarca eğitim alacak sonra da yarı aç yarı tok yaşayacak. Sosyal güvencesi olmayacak. Bir de çıkıp hakaret edercesine onların yüzüne hala “Eğitim şart” mı diyeceğiz? Ne ektik de neyi biçemediğimiz için toprağı suçluyoruz? Yoksa “O da benim gibi çalışıp didinseydi”nin arkasına mı sığınacağız? Sanki herkesin koşulları birebir aynıydı da…

Bir yanda zor olan şeylerin üstesinden gelmek için her bireyin eşit donanıma sahip olmaması diğer yanda kolay şeylerle eğlenmenin herkesin uzanıp alabileceği mesafeye getirilmiş olması. Böyle bir tablo karşısında zor yolu seçenlerin sayısı giderek azalıyor. Önce ana akım medyaya şimdi de dijitalleşmeye, yeni medyaya yön verenlerin kendi kişisel çıkarları doğrultusunda yangına körükle gitmesi tabloyu içinden daha da çıkılmaz hale getiriyor.

Bilgi toplumu; insanlar tembelliklerini meşrulaştırsın diye değil daha çok çalışarak yaşamlarına yön vermede fırsat eşitliğine sahip olabilsinler diye var. Sanayi toplumunun söz verdiği halde on yıllardır bir türlü sağlayamadığı o fırsat eşitliğine.

Bu potansiyel suistimal ediliyor. Birileri o uğurda savaşırken, diğerleri çalışılsın, üretilsin diye değil de eğlenilsin, tüketilsin diye büyük emek harcıyor. Internette giderek daha çok amaçsız sosyal medya seyahatleri yaptığımıza bakarak kimin kazandığını tahmin edebiliriz.

Öyle ki insanların çoğunluğu, o görkemli tembelliklerini terk etmek yerine gerçeğe bile ayar vermeyi göze alabiliyor. “Sen öldüğün zaman hiç yaşamamış olacaksın” sözüne maruz kalınca da bu sözü yanlışlamak üzere yaşamlarına bir anlam katmak yerine “Benden sonra tufan!” demeyi tercih ediyor. İşin kötüsü sanayi toplumunun onlara on yıllardır layık gördüğü hayat şartlarına bakılırsa; haklılar da.

5.323 kez okundu
Paylaş

İlginizi Çekebilir

  • İhtiyarlara Yer Yok!İhtiyarlara Yer Yok! İnternetin yararlı olduğunu da unutmamalı. Ondan sadece eğlence amacıyla istifade edenler için zor olsa da. Doğrusu internetin yararlı bir araç olduğunun giderek unutulması düşündürücü. […]
  • Önyargısız yapay zekaÖnyargısız yapay zeka Verimlilik gibi sebeplerden dolayı zaman içinde sınırlı varlık için varoluşçu yaklaşım kabul edilebilir. Yapay Zeka veya makine öğrenme de bundan payını alabilir. Microsoft firması […]
  • Yıkıcı İlerlemeYıkıcı İlerleme Yıkıcı olan ileri teknolojiler mi yoksa onu kullanan ilerlemeci bakış açısı mı? Yıkıcılık sadece birey üzerinde mi? Yoksa kültür de bundan nasibini alıyor mu? İleri teknolojilerin […]
  • Dijital ŞövalyeDijital Şövalye Muhafazakar akımların istilası ile gerileyen medeniyetleri şövalyeler kurtarmıştır. Bugün de dünyanın her yerinde toplumlar kendi şövalyelerini bekliyor. Bellidir ki bu kere onlara […]

Sosyal Medyada Takip Edin

Üye Olun

Yazarlar

Kategoriler

Takvim

Nisan 2024
P S Ç P C C P
« Mar    
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930  

Arşivler