felsefe taşı

Mayıs Furyası

Mayıs Furyası
Mayıs 23
12:25 2018

Vatandaş! En son ne zaman sakin bir dönem geçirdin? En son ne zaman huzur dolu bir anıya sahip oldun? Hayat zorluğu, iş stresi, ihtiyaçlar derken birçok problem arasında kaybolup gittin… 1931 de İhap Hulusi o meşhur “Vatandaş” afişinde belirttiği gibi; “Aldırmamazlık etme”.

Türkiye mayıs ayına sıcak bir giriş yaptı. Spor, siyaset ve iletişim başta olmak üzere birçok etkin sektör gündemde. Ekonomik, sosyal ve politik sorunlara net çözümler getirilemiyor,her gün bir yenisi ekleniyorken baskın bir erken seçim kararı açıklandı.

Türkiye, uzun zamandır arzulanan sakinlik ve barış ortamından iyice uzaklaşırken, yeni bir maceraya hazırlanması için soyunma odasında.Oldu bitti tabiriyle rejimi değiştirilmeye çalışılan Türkiye’de, yeni bir(cumhur) başkanlık sistemi seçimlerinin ardından şimdi de bir önceki seçimde çıkan sonuca paralel olarak,yeni bir seçim sinsilesi hazırlığı var. Sanki (bahar temizliği) yapılıyor.

Türkiye’nin Cumhurbaşkanı olmak adına adaylığını açıklayan yedi isim bulunuyor. Adalet Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Muharrem İnce, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Adalat Partisi Genel Başkanı Vedcet Öz adaylığı açıklanan isimler.

Türkiye harikulade bir ülke. Coğrafi konumu, madenleri, doğal kaynakları, mevsim özellikleri, kültürel mirasıyla birçok ülkeye göre çölde bir vaha. Bu arada 3 tarafıda denizlerle çevrili farkındamıyız..!? Ancak elimizde olan bu potansiyeli ne denli kullanabiliyoruz? Adayların söylemlerinde duyabileceğimiz temel konular bunlardan bazıları ya da hepsi olabilir. Cumhuriyet tarihinden beri ilk kez bir değişim/dönüşüm yaşıyoruz aslında global bir etki bu.
Bıkmadık mı bu seçimlerden… Gerçekten sorunlara bir çözüm mü seçim?

Mayıs gelince Erguvanlar, leylaklar hatta erikler çiçek açar, unuttuk .Türkiye o kadar da kötü bir durumda değil yahu… Yollarımız var bizim. Dağı, taşı, denizi, havayı her tarafı aştık aslında. Toprak yollar beton oldu, otobanlar açıldı, tüneller yapıldı. Cumhuriyet döneminde yapılan paslı demir ağlardan kurtarıldı, hızlı tren raylarına sahip olduk olduk da yapıyoruz yolu ama bir yere gidemiyoruz, sürekli olduğumuz yerdeyiz. Sorun yol yapmak değil, o yolu kullanabilecek insanda… İnsanımız düşünmedikten, yorumlamadıktan, özgür iradesiyle kendi kararını veremedikten sonra ne işe yarar ki yol ? Gider gelir, her şey aynı kalır. Bir de ne var biliyormusunuz güzelim İstanbul’un per perişan hali… Nüfus olmuş 25 milyon, nerde ipini koparan varsa yollamışlar, “Taşı toprağı altın” diye, Allah’ınızdan bulun.

Topluma kendini anlatacak olan adaylar,herkesin sorununu kendisinin çözeceğini belirterek çıkacaklar meydana. Ekonomi en büyük sıkıntılarımızdan biri şuan. Dolar ve Euro, Türkiye Cumhuriyet’i tarihinin en üst seviyesine çıkmışken, geçim derdi içinde her cephede savaş veren toplumun başında bir de kimi seçeceği derdi var şimdi de. Örneğin; Üç kız çocuğu babası olan ve çöp toplayarak ailesini geçindiren adamın sorunları hangi adayın ilgi alanına girer? Cevabını henüz bilmiyoruz, yakın zamanda seçim konuşmalarında göreceğiz.

Hapishaneler gazeteci ve yazar dolu. Ama tecavüzcüleri iki gün yatırıp çıkaran bir hukuk sistemimiz var. Adaletin olmadığı yerde toplumun devlete güveni kalmaz. Mesele doğru ya da yanlış söylenmesi değil. Herkesin kulağı duymak istediğine açık. Haklının, hakkını savunacağı hiçbir yer kalmadı. Kimdaha fazla yandaşsa hak da hukuk da onun oluyor…

Bir başka konu ise kendi oturduğumuz dalı kesmekte üstümüze kimsenin olmaması. Türkiye 2026 Kış Olimpiyatlarına ve 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’na adaylık sürecine hazırlanırken, geçen haftalarda yaşanmış bir olayı hatırlayalım. Ülkemizin en köklü spor kulüplerindenikisinin yer aldığı bir futbol maçında görülmesi istenmeyecek olaylar yaşandı. Eğlence kültürüne hizmet eden bir etkinlik savaş alanına çevirildi. Yaralananlar ve tutuklananlar oldu. Fanatizm ne denli bu kadar hayatımızın odak noktası oldu, ne zaman bu olaylara izin verilmeye başlandı? Derbi maçlarını yan yana izleyen, kavgadan ve birbirini kırmaktan uzak olan o güzel insanların yerine kimler geldi? Ülke insanı ne ara bu noktaya geldi? Laf aramızda mayıs ayında yapılacak seçimlerle, Galatarasaray ve Fenerbahçe de Mayıs Furyası’na dahil olacaklar … 

Türkiye’de çok mesele var. Terör, ekonomi, nüfus artışı, göçmenlik, eğitim, sosyo-kültürel yaşam… Bu ülkede her şey olmak zor. Anne, baba, çocuk, eş, patron, çalışan, emekli, işçi. Ülkedeki zümre farkı arasında daha önce bu denli bir uçurum olmamıştı. Artık zenginler ve yoksullar var. Zenginler gerçekten zengin, yoksullar gerçekten yoksul. Orta direğin çoktan yok olduğu bu düzende ihtiyacı olanın çaresi, sosyal sorumluluk kampanyalarından payına düşeni beklemek oldu.

Bu ülkede baba olmak zor. Ne kadar çalışsan da çocuğuna ve ailene yetemiyorsun. Bu ülkede anne olmak zor. Ev kadınıysan ne yapıyorsun ki oluyor, iş kadını olsan evine bakmıyor başkasının işini yapıyor deniliyor. Bu ülkede çocuk olmak zor hangi sınava gireceğini bilmiyorsun. Bu ülkede hakkaniyetli patron olmak zor, insanların emeğine sahip çıkmaya çalışsan gösteriş oluyor. Bu ülkede eş olmak zor, hayat o kadar zor ki paylaşacak bir şeyin zaten kalmıyor. Bu ülkede çalışan olmak zor, ne kadar versen de yetmiyor. Aslında bu ülkede pek çok şey, çok zor… 1978 de söz yazarı/besteci Mehmet Pekün ne de güzel kaleme almış “Zor dostum zor..”

1.920 kez okundu
Paylaş

İlginizi Çekebilir

  • En havalı ve ateşli ay; martEn havalı ve ateşli ay; mart Seçimler demokrasilerin temel taşı olarak dört yılda bir gerçekleştiriliyor. Terimsel olarak toplumun kendilerine memuriyet, temsil yetkisi veya vekalet verilecek, kanuni şartlara uygun […]
  • Eyvallah DünyaEyvallah Dünya Tüm dünya insanları için bu sene tam anlamıyla bir hayal kırıklığı oldu. 2020, koronavirüssalgınıyla karşıladı bizi. Evlerimize kapandık, sevdiklerimizi özledik, en özel anlarımızda […]
  • 21. yüzyıl ve biz Türkler…21. yüzyıl ve biz Türkler… “Türk, asillerin asilidir. Yapma olmayan, gösterişi bulunmayan bu pek yüce asalet ona tabiatın hediyesidir.” Pierre Loti Beş asır öncesiyle avunup kendimizi asker millet diye gaza […]
  • MASABUKA BEBEK: İSTANBUL’UN GÖBEĞİNDEKİ THASSOSMASABUKA BEBEK: İSTANBUL’UN GÖBEĞİNDEKİ THASSOS TÜRK AKININA UĞRAYAN THASSOS Her fırsatta Yunanistan’a giden birçok eş-dost, tanıdık var son zamanlarda. Yapılan yorumlar aslında hep birbirine benziyor: Denizler daha temiz ve masmavi, […]

Sosyal Medyada Takip Edin

Üye Olun

Yazarlar

Kategoriler

Takvim

Ekim 2024
P S Ç P C C P
« Eyl    
 123456
78910111213
14151617181920
21222324252627
28293031  

Arşivler