felsefe taşı

Bayram mı dedin?

Bayram mı dedin?
Eylül 08
11:32 2017

Bir gün gelecek bir bakacağız bayram falan kalmamış. Eskiden derken çok da abartmıyorum hani 30-35 sene taş çatlasın… Her çocuk bir mutluluğun resmiydi sanki…Pamuk şekere bulanmış yüzlerde coşku ve bayramın izlerini görmek mümkündü. Ceplerde misket diğer cepte Zambo sakız ya da LionMelba çikolatanın artist kartları, ama elbette mendil içindeki bayram harçlıkları için bir yer vardı. Bir de bayram yerleri vardı elbet; Atlı karıncalar, hedefe atılan plastik simitler, aynalar ve bin bir çeşit oyunlar hemde hiç ayrımcılık olmayan sevgi ve özgürce kucaklayan bir dönem. Bu ele avuca sığmayan yaramaz afacanların okul karnelerinde; hayat bilgisi, hal ve gidiş ile yurttaşlık dersleri vardı. Bu derslerin özellikle hep “pekiyi” olması onların gözünden koca dünyaya bakışlarına farklı bir renk, anlam ve değer katardı.

Büyüdü çocuklar elbet görüp geçirdikleri birlikte yaşam, paylaşma arzusu gibi kültür ve geleneklerini çocukları ve komşularıyla paylaştılar. Geçmişten gelen zengin yaşam kültürünü başta çocukları olmak üzere devam ettirmeyi çok arzu ettiler. Başta bayramlar olmak üzere… Bırakın bayramları bayramlıkları bile veremediler.:( Hiç bir şey eskisi gibi değildi artık tüm evren belki bir “tık” la açılıyordu ama gönül kapıları kapalıydı. Hiç bir şey babaların anlattığına benzemiyor ne sevgiyle okşanan bir baş, ne de bayram harçlığını beyaz mendil içinde veren biri vardı. Ne mahalledeki faytoncu ne de çıngıraklı eşek… Babalar bile bu hayali nerdeyse unutmuş zaman tünelindeki filmi çocuklara aktarmakta zorlanıyorlardı. Yaşam dediğimiz sayılı nefesler tükenmiş hayat teknolojiye yorgun düşmüştü. Kum saati tıkanmıştı sanki… Yeni nesil çocuklarına torunlarına ne anlatacaktı acaba..? Pardon bayram mı demiştin…

Elbette eski bayramların lezzeti birazda yaşadığımız süreçle ilgili. Şöyle bir Cumhuriyet öncesine bakarsak savaştan çıkmış bir ülke, çekilen sosyo-ekonomik sıkıntılara bir nebze olsun bayramlar ilaç olurdu. Şu dönemde bile giderek kaybolan geçmişin belki de hala yaşayan en önemli geleneği. Dünya dönüp duruyor bu değişime rağmen bir “bayram havası” almak şimdilik hala mümkün.
İşte tam da 30-35 sene önce dediğimiz gibi Şenay’ın dillere pelesenk olan bir parçası vardı “Hayat Bayram Olsa”;

“Şu dünyadaki en mutlu kişi
Mutluluk verendir
Şu dünyadaki sevilen kişi
Sevmeyi bilendir
Şu dünyadaki en bilge kişi
Kendini bilendir
Şu dünyadaki en soylu kişi
İnsafa gelendir
Bütün dünya buna inansa
Bir inansa hayat bayram olsa” diyerek devam ederdik parçaya.

Bayramları yaşamsüremizdeki en önemli ve anlamlı günler olarak karşılıyoruz. Eskiler bayramın gelişi arifeden bellidir derler. Çünkü herkesi bir telaş sarar giyim kuşamdan bayramlık alışverişe hatta bayram temizliği bile meşhurdur. Davulun sesi, bayram namazları, zengin bayramlık kahvaltılar onun ardından kabristan ziyaretleri uzayıp gider bu ritüeller…

Değerli bir üstadımız; gazeteci, yazar, tarihçive İstanbul milletvekili olan Ahmet Rasim’in bir bayram sohbetindeki “bayramlık” görüşünü sizlere son olarak aktarmak isterim; “Fes: Sıfır Numara kalıp. Püskülü iri doblen olacak ve festen yarım santim daha kısa duracak. Şaçlar: Brezilya kahvesinin koyu kavrulup, sulu pişmiş rengine boyanacak. Arkabiraz top, biraz da kıvırcıkduracak.Kaşlar: Yukarı fırçalanmış. Gözler: Birazsüzük. Dişler: Gülerkendeğil, esnerken bile görünmeyecek. Kravat: Şerbetivişneçürüğü. Yelek: Açık, çiftdüğmeli. Pantolon: Koyusiyah, maviüzerinehareli, paçalardar. İskarpin: Lostrin bağlama.”

Gönlünüzce geçecek nice bayramlara…

2.142 kez okundu
Paylaş

İlginizi Çekebilir

  • Düşüş…Düşüş… Dün bizim Selim geldi, dertli. Kahramanını kaybetmiş. "Düşmüştür" dedim, ağlamaya başladı. Baktım sidiklinin boyu 10 santim kısaldı. La havle. "Ulan oğlum, o kahraman zaten 'düş […]
  • Tangocu SadıkTangocu Sadık Bizim bir Sadık abi vardı, Allah rahmet eyleye... Mahalleli onu "tangocu Sadık" diye bilirdi ama aslında o vals çalardı. Aslında vals da çalamaz ya, neyse bakın anlatayım […]
  • Sarıkamış faciası ve Devrim Şehidi KubilaySarıkamış faciası ve Devrim Şehidi Kubilay Aralık Ayının 22 si ve 23 ü, iki büyük yaşanmış olayı hatırlatacağım ve anacağım! • Sarıkamış’ta soğuğun yok ettiği bir orduyu! • Devrim Şehidi Kubilay’ı! Sarıkamış […]
  • AniAni Çözdüm!!! Birden farkettim aradaki farkı... Oysa ki o kadar yakın ve gözümün önünde duruyormuş... Son zamanlarda yine kayıplar yaşadım... Bedenlerinin nerede olduğunu biliyoruz. Onu […]

Sosyal Medyada Takip Edin

Üye Olun

Yazarlar

Kategoriler

Takvim

Aralık 2024
P S Ç P C C P
« Kas    
 1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031  

Arşivler