felsefe taşı

Ana Tanrıçalıktan Cadılığa

Ana Tanrıçalıktan Cadılığa
Haziran 12
06:56 2019

Antropoji’deki bazı görüşlere göre; insanlığın ilk kabileleri Anaerkil toplumlardır. Topluluğun düzeni kadınlar tarafından sağlanır, organize edilirdi. Dolayısıyla bilgi, tecrübe de kadınlarda birikirdi. Daha sonraki dönemlerde kadın bilgeler, kadın şamanlar sağaltıcı tedaviler büyüler gibi metafizik konularda da öncülerdi. Anadolu’da birçok yöredeki kazılarda, bu teoriyi destekleyen Ana “tanrıça-Kibele” heykelciklerine rastlanmıştır.

Bachofen, 1861 yılında yayınladığı “Analık Hakkı” (Das Mutterrecht) adlı eserinde, insanlık tarihinin başlarında, kan bağının yalnızca anne üzerinden kurulabildiğini ve bu sebeple de annenin bir otorite ve yasama merkezi olduğunu öne sürer (Erich Fromm, Rüyalar ve Mitoslar. ). Bachofen’in tespitleri, Amerikalı bilim adamı Lewis H. Morgan tarafından da onanmıştır.

Kabileler büyümeye ve yerleşik düzene geçmeye başladıktan sonra, “mülk-sahiplenme” olgusu ortaya çıkınca, “miras” ta söz konusu olmaya başlar. Miras için; “döl – soy”un takip edilmesi gerekir ki Anaerkil toplumlarda bu mümkün değildir. Böylece Ataerkil toplum yapısına geçilmeye başlanır ve kadının toplundaki yeri yavaş yavaş gerilemeye başlar.

Sümerlerdeki İnanna döneminin toplum yapısı Ataerkil olmakla birlikte halen geçiş dönemidir ve Mitolojilerde kadınlar güçlüdür. Önde veya geride olmaktan ziyade, erkeklerle eşit statüleri vardır denebilir.

Sümer Mitoloji’sinde tanrıça İnanna; sonrasında Babil-Asur’larda İştar olarak, Musevilerde Astarte-Aşera, Yunan’da Afrodit, Roma’da Venüs, Mısır’da Isis… adını taşıyarak yüzyıllarca çeşitli toplumların mitolojilerinde yaşamaya devam etmiştir.

Fatmagül Berktay’a göre, tarımın erkeklerin egemenliğine geçmesi, neolitik dönemin ilk aşamaları ile yazılı belgelerin ortaya çıkışı arasında bir zamanda meydana gelmiştir ve bu durum muhtemelen tarım ekonomileri içinde hayvanların rolünün geçirdiği değişim ile ilgilidir. Günümüz toplumları üzerinde yapılan antropolojik çalışmalar, sabanın kullanılmadığı bahçecilik ile kadınların bu ekonomi biçimindeki önemli rolü arasında bir bağlantı kurmaktadır ve bunun yanında saban tarımı ile babasoyluluk ve ataerkil arazi mülkiyeti arasında da önemli bir ilinti olduğunu ortaya koymuştur (Berktay 1996).

MÖ 4. Binyıldan itibaren tanrıça motifinin işlenme biçiminin değişmeye başladığını görürüz. Bu süreçten sonra tanrıça figürleri artık daha farklı ve kompleks kompozisyonlar içerisinde, daha karmaşık sahnelerde betimlenmeye başlamıştır. Bu kompozisyon içerisinde betimlenen kadınların veya tanrıçanın yanında keçiler, yılanlar, kuşlar da yer almaya başlamıştır veya tanrıça sütunlar, ağaçlar arasında betimlenmiştir
(Berktay 1996).

Sümerolog Samuel Noah Kramer, inanç sistemleri içerisindeki bu hiyerarşik yeniden düzenlemenin ardında yatan sebebin tapınaklara, kentlere ve yöneticilere bağlı olan rahiplerin gittikçe güçlenmesi olduğunu öne sürmektedir (Berktay 1996). Artık daha kompleks kentlerde, üretimin organizasyonu için bir yönetim mekanizmasının oluşturulduğu toplumsal bir yaşam sürmeye başlayan insan toplulukları üzerinde kurulacak olan bir kontrol mekanizmasının ilk ayaklarından biri inanç sistemlerinin kurumsallaştırılması olmuştur. Bu kurumsallaştırmanın fiziki yansımaları tapınaklar iken, bu tapınakların organizasyonu ve bu tapınaklar üzerinden de toplumsal yaşamın organizasyonu yeni bir sınıfın oluşumunu getirmiştir. Bu oluşum rahip sınıfıdır.

Tarihsel olarak Sümerler’in sonu, Yahudilerin sahneye çıkması ve sonraki döneme baktığımızda, kaynaklardan anlaşılıyor ki; artık Ataerkil yapı, toplumun tüm kurumlarına yerleştirilmeye, Anaerkil yapıyla gerektiğinde savaşarak (Cadı avları ve yakılması) yok edilmeye başlanmıştır.

Tevrat’ta tam 32 yerde geçen Tanrıça Aşera (Asherah), Yahve tarafından kıskanılmış, sunaklarının yıkılması, onun adına dikilmiş taşlarının parçalanması, putlarının kesilmesi emredilmiştir (Mısır’dan çıkış 34 – 13).

Avrupa’da da Engizisyonun cadı avları korkunç işkence ve yakılmalarla sürmüştür.

Evelyn Reed bir kitabında şöyle iddia ediyor:
“Dünya’da yalnızca son altı bin yıldır ataerkil düzen görülmektedir.

Daha önce tam ** bir milyon yıl, ** toplulukları kadınlar yönetmiş, hayvandan insana geçişte en önemli rolü kadınlar üstlenmişlerdir. Dünyamızdaki ilk çiftçiler, ilk doktor ve bilim adamları kadındır.”

1.338 kez okundu
Paylaş

İlginizi Çekebilir

  • Plasenta ve Anne-Çocuk Enerji BağlantısıPlasenta ve Anne-Çocuk Enerji Bağlantısı Maternal-fetal arayüzde bir bariyer, kanal görevi gören Plasenta mucizevi bir organdır. Bizi annemizle birleştiren ve doğana kadar rahim gemisinin kontrol paneli olarak görev yapan […]
  • Bir Kelimeden Daha Fazlasıdır “Anne”…Bir Kelimeden Daha Fazlasıdır “Anne”… Kelimelerin kifayetsiz kaldığı anlardan biri sanırdım ölümleri... Hele ki, giden insanın canının iki yarısından biriyse... Hangi kelime anlatabilirdi ki ölümün gücünü? Nur Evliyazade Aktan […]
  • ÖMÜR BOYU ERKEK KILIĞINA GİRMEK ZORUNDA OLMAK…ÖMÜR BOYU ERKEK KILIĞINA GİRMEK ZORUNDA OLMAK… 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü anısına.. Resmi tarih ilk kadın doktorun Elizabeth Garrett olduğunu yazar. Oysa doğru değil. Tarihin ilk kadın doktoru, Elizabeth Garrett'ten yarım […]
  • Organize İşlerOrganize İşler İnsanlar bir arada yaşayan canlılar. Büyük ihtimalle bunun nedeni avcı toplayıcı dönemlerimize kadar gider. Birlikte yaşamak yırtıcı hayvanlara ve çevredeki diğer kabilelerden gelecek […]

Sosyal Medyada Takip Edin

Üye Olun

Yazarlar

Kategoriler

Takvim

Nisan 2024
P S Ç P C C P
« Mar    
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930  

Arşivler