felsefe taşı

Antik Yunan Mitolojisi Zeus’un Rodos’u Titanlardan Güneş Tanrısı Helios
için özel olarak yarattığını söyler…

Antik Dünya’nın 7 Harikası’ndan birisi olan meşhur Rodos Heykeli maalesef bugün yoktur ve sadece anılarda yaşamaktadır. MÖ 304-305 yıllarında tam bir sene boyunca
Rodos’u Demetrius’un 40.000 kişilik büyük ordusuna karşı kazanılan zafer anısına dikilmişti. Demetrius, Büyük İskender’in 32 yaşında ölümüne dek kurduğu
Makedonya’dan Hindistan’a kadar uzanan o büyük imparatorluğu aralarında paylaşan 3 generalden biri olan Antigonus I Monophthalmus’un oğluydu.

Rodoslular kuşatmadan yine İskender’in 3 generalinden 1. Ptolemy’nin Mısır’dan gönderdiği donanma desteği ile kurtulmuşlar. Kuşatma sonunda büyük kuşatma kulelerini ve savaş ekipmanlarını geride bırakan Demetrius’un bir zafer anıtı dikilmesini önerdiği söylenir. Bu savaş ekipmanları Rodos’u kuşatmak için özel
tasarlanmış, çok büyük ekipmanlarmış ve bu kuşatma kulelerinin satılmasıyla elde edilen gelir ile Colussus inşa edilmiş.

Bu 1 yıl süren kuşatma boyunca Demetrius’un donanması Rodos Kalesi’ni ve
şehri mancınıkların attığı basketbol topundan daha büyük taş toplarla
dövmüş. Marmaris’ten feribotla 1 saat uzaklıkta olan Rodos’u bugün
gezenler hala adanın birçok yerinde bu taşlardan binlercesini ya gelişi
güzel çevreye dağılmış bir şekilde veyahut şehir içinde dekorasyon
amaçlı olarak kullanıldıklarını göreceklerdir.

Lindos’lu Chares adlı bir usta tarafından tamamlanan inşaatı 12 yıl
sürmüş. Chares büyük heykeller inşa etmekte uzman bir ustaymış ve
eğitimini Atina, Tarentum’daki meşhur Zeus Heykeli’ni inşa eden ustası
Lysippos’tan almış.

Ve Colossus, tam 54 yıl boyunca ayakta durmuş. Görkemiyle insanlara ilham vermiş. Ta ki MÖ 226’da Ege Denizi’ni sarsan o büyük deprem ile dizinden kırılıp yıkılana dek. Bu büyük depremde sadece Rodos Heykeli yıkılmamış, Rodos şehri de harabeye dönmüş.

Rodoslular, Firavun Ptolemy III Eurgetes’den restorasyon için yardım
teklifi aldılarsa da, Delphi Kahini’nden Güneş Tanrısı Helios’ın
kızdırılmaması gerektiğine istinaden gelen uyarı sonrasında yardım
teklifini reddetmişler.

Ünlü tarihçi Strabo’nun anlattığına göre neredeyse 900 yıl boyunca
heykel harabe halinde kaldı. 654 yılında Araplar Rodos’u fethettiler.
Heykelden kalanları Suriyeli bir Yahudi’ye sattılar. Bu tüccarın 900
deve ile bu ağır ve büyük yükü taşıdığı söylenir. O günden sonra da
heykeli gören olmamış.

Bu heybetli zafer anıtı, 30 metre yüksekliğinde bronz ve taşla
desteklenmiş bir heykeldi. Rodos Limanı girişinde yer alan Güneş Tanrısı
Helios’un heykelinin bacakları arasından gemiler limana girmekte ve
heykelin başındaki ateş gemiciler için deniz feneri görevi yapmaktaydı.

Heykelin Rodos Limanı’nda olup olmadığı hala bilinmemektedir. Yakın
zaman önce liman açıklarında bulunan büyük taş platformların heykel ile
alakalı olmadığı saptanmıştır. Şehrin içinde olması da muhtemeldir.
Ancak tarihi kayıtlar heykelin varlığını ispat eder yöndedir.

2300 önce yapıldığını göz önüne alırsak, bu muazzam heykel günümüzün New
York’taki Özgürlük Anıtı ile boy ölçüşebilecek bir eserdir. Ve o
günlerin teknolojisine göre bu muazzam bir başarıydı.