felsefe taşı

Güçlü Olan Gücün Hepsini İster

Güçlü Olan Gücün Hepsini İster
Mayıs 08
12:33 2017

Tarih boyunca, krallar büyük ölçüde güçlerini, sorgulanamaz ve daha yüce bir kuvvetten almışlardır. Bu yüzden, yaptıkları her türlü hareketin nedenine ilişkin sorgulamalara karşı verilecek cevap çok daha kolay olmuştur. Kimi zaman sorgulanmaları da mümkün olmamıştır tabi. Zaten gücü elinde tutanın gücünü daha büyük bir yerden alıyor olması kadar güven kırıcı bir durum olabilir mi? İşin özü sürüdeki Alfa erkeğin gücünün mutlaklığından geldiğinden sürüdekilerin kafalarının içerisinde oluşan durum sürünün başarısını artırmış olmalı ki, türden türe bu bir hayatta kalma avantajı olarak geçmiş olsun. Tabi farkındalık düzeyi sincabınkinden çok daha ileri olan modern insan söz konusu olunca durum biraz karışıklaşmıştır.

Söz konusu güç ve şiddet olunca, yılların Ana Tanrıçası (Kibele ya da Sibel, hatta Hintli haliyle Şiva (1) diyelim, hatta belki de Mısırlı İsis) da, tabutta attırılan rövaşata ile erkekleşivermiş ve “alfa” erkek krallar da ondan nasiplenmeye başlamışlardır. Kimi araştırmacılar “Kıble” kavramının da Kibele’den geldiğini ileri sürmektedir.

Krallar tarih boyunca genellikle kendi güçleri ile yetinmemiş, ek bir güvenliğe sığınmak ihtiyacını duymuşlardır. Bir tür geçmiş reasürans fikri olarak görebiliriz bu durumu.

Örneğin Makedonya’dan kalkıp, Anadoluyu ele geçirdikten sonra Pers İmparatorluğunu yıkan, durmayıp Afrikayı da zapteden Büyük İskender için, ünlü bir kahinin Zeus’un oğlu olduğunu söylemesi, Mısır’da Amon tapınağında tanrı Amon ile görüştüğüne ilişkin söylentiler çıkması, rastlantısal değildir. Temsilciliği az görüp, tanrılaşmaya çalıştığı için Yunan ve Makedon insanları tarafından alaya alınınca, kendisine bir nebze çeki düzen vermiştir. Ancak vazgeçmeyip, aynı şeyi tekrar, tekrar dile getirse insanların kendisine inanabilecekleri gerçeğini gözden kaçırmış olmalı. Kendisinden sonra gelen pek çok yönetici ise bu yöntemi kullanmayı zamanla öğrenmiştir.

Örnek gayet açıktır. Kralın, tanrının temsilcisi olduğu konusunda toplumdan bir itiraz gelmesi kolay değildir. Yalnız, bizzat tanrı olduğunu söylediğinde itirazlar gelebilmektedir. Ancak, kimi toplumlar, kimi şartlar altında tanrısallaşan öğreti liderlerine genellikle de öldükten sonra tanrıya dönüştükleri için fazla ses çıkartamamışlardır.

Gotama Buda Hindistan’da “uyanış” yaşayıp öğretisini insanlara anlatmış ve zaman içerisinde takipçilerinin gözünde bir tanrıya dönüşmüştür. Kendisi büyük kitlelere hükmeden bir lider olmadığından, öğretisini anlatmak dışında, tanrı olma iddiasında bulunmamıştır.

Eski Mısır’da ise durum tamamen farklıdır. Krallar genel kabul edişin de etkisiyle, zaten tanrılardan gelen evlatlardır. Dolayısıyla tanrılardır. Ancak çok tanrının bir arada olması sorun teşkil etmezken, içlerinden birinin diğerlerinden ayrılıp, en güçlü ve tek tanrıya dönüşmesi gibi radikal bir değişikliğe öncelikle ruhani teşkilat bir karşı devrimle cevap vermiştir. Tek tanrı fikrinin ilk kez ortaya çıktığı dönem Akeneton’un firavun olduğu Milattan Önce 14. yüzyılın başlarına rastlar. Gerçi öldükten sonra Amon rahipleri kendisine ilişkin tüm bilgileri ortadan kaldırmaya çalışmışlar ve 10 yaşında firavun olan Tuthankhamon eski çok tanrılı dine dönmüş ancak yine de Hz. Musa’nın öğretiyi benimseyip, takipçilerine aktarmasıyla tek tanrılı dinler halk arasında eskisine göre daha büyük bir çoğunlukla kabul görmüştür.

Tek tanrılı dinler, deklare ettikleri amaçları olan iyilik, huzur, kardeşlik gibi unsurları evrenselleşmedikleri ve genel kabul görmedikleri için pek gerçekleştirememişlerdir. Hatta tam tersine kutsal amaçları için karşı olanlara savaşlar açmışlardır. Din savaşları, kimi zaman mezhep savaşlarına dönüşmüş ve bu defa aynı dini kabul eden taraflar, birbirlerini yok etmeye çabalamıştır. Sonuç itibariyle, tarih boyunca böyle anlaşmazlıklar yüzünden çok acı çekilmiştir.

İşin aslı, yönetim erkini ve gücü ele geçirmektir. Bunun için inanç kullanıldığında, inancın ve ilahın öğretisinin tam tersi bir durum oluşmaktadır. Laik tercih bu nedenle ortaya çıkmıştır. Dinin güç erkinin oyuncağı olması önlenmeye çalışılmış ve bu sayede bir kişinin değil de, geniş insan kitlelerinin katılımıyla, birlikte yönetim daha kabul edilebilir bir hal almıştır.

Ancak, insanın yazılımı derinlerde duran “alfa erkek” doğallığını korumaktadır. Bu nedenle insanlık tarihi boyunca edinilen deneyim ve ortak akıl, zaman zaman kısa devre yapıp, fabrika ayarlarına dönme eğilimindedir. İnsan, hazır olduğu bir anda, bu durumu aşmak zorunda kalacaktır. Ancak bu yarın mı olur, 10 bin yıl sonra mı bilmek zor.

Yine de birey olarak her zaman ne tarafta olduğunuza karar vermek elinizdedir. İlkel tarafınız çekiştirip dursa da ona direnip gelişmiş kısmınızı yüceltirseniz daha iyi bir tercih olabilir. Yol uzun olabilir ama duranların geride kaldığı bir yolda, arkadan gelenlerin üzerinizden geçip gitmekten başka şansları olmayabilir.

Dipnot:
1) Bazı görüşlere göre Şiva Tanrı’nın üçüncü biçimi/yüzü, Trimurti’nin (Hint Teslisi) bir parçasıdır. Trimurti’de, Brahma yaratıcı, Vişnu koruyucu, Şiva ise yok edicidir. Her ne kadar yok etmeyi temsil etse de, olumlu bir güç olarak görülür (Kötülüğün Yok Edicisi). Bkz.

3.793 kez okundu
Paylaş

İlginizi Çekebilir

  • Dijital IraksamaDijital Iraksama Aydınlanma sözünü neden tut(a)madı? Dijital yakınsama tamam da ıraksama ne oluyor? Dijitalde yakınsayan, birbirine doğru yaklaşan, yek-vücut haline gelen, tekilleşen şey o zamana dek […]
  • Günümüz nimetleri…Günümüz nimetleri… Tarihten çok önceki zamanlarda da insanlar vardı. Homo sapiens olarak bizler primatlar takımının (bütün maymun türlerini ve kimi bilginlerin sınıflandırmasına göre insanları da kapsayan […]
  • Hakikati AramakHakikati Aramak "Yalanlamak ve reddetmek için okuma! İnanmak ve her şeyi kabullenmek için de okuma! Konuşmak ve nutuk çekmek için de okuma! Tartmak, kıyaslamak ve düşünmek için oku!" Francis Becon […]
  • Yıldönümü hediyesi: Piramit mezarYıldönümü hediyesi: Piramit mezar Çoğu insan yaşamını yöneten düzenin hayali olduğunu kabul etmek istemez, ama aslında her insan hâlihazırda mevcut bir hayali düzenin içine doğar ve istekleri doğumdan itibaren bu baskın […]

Sosyal Medyada Takip Edin

Üye Olun

Yazarlar

Kategoriler

Takvim

Nisan 2024
P S Ç P C C P
« Mar    
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930  

Arşivler