felsefe taşı

Çaka Bey’in Hayatı Üzerine İrdelemeler

Çaka Bey’in Hayatı Üzerine İrdelemeler
Ağustos 07
13:35 2015

Tarih kitaplarında Çaka Bey ismini birkaç kez görmüştüm. Seneler sonra IDO gemilerinin birine ismini verince tekrar dikkatimi çekti. Nihayet Halil İnalcık’ ın “Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler” kitabında “İzmir’i fetheden, Bizans’ı titreten Çaka Bey” isimli araştırmasını okuyunca bu yazıyı yazmaya karar verdim.
1071 Malazgirt Savaşı biz Türkler için bir dönüm noktasıdır. Çok eskiden beri Anadolu’ da Türkmenlerin varlığına rağmen, Bizans İmparatorunu esir alarak ilk defa Küçük Asya’ ya girişimize tarihi bir imza atmış olduk.
Türkmen Beyleri Anadolu’ da Beyliklerini oluşturdular ve bunlardan Çaka Bey 1081-1092 yılları arasında ilk Türk İzmir Beyliği’ ni kuran kişidir.
Şimdi tarihte biraz geriye gidelim ve 1078 senesine gelelim:
Bu tarihte Türkmenler ile Bizanslılar savaşırken Çaka Bey Bizanslılara esir düşer ve Konstantinopolis’ e götürülür. Cüneyt Arkın’ ın filmlerinde hep esir düşüp, Bizans Dehlizlerinden kaçan ve sonra onlara karşı savaşan sahneler izledik. Hâlbuki Çaka Bey için bunun tam tersi olmuştur:
1079 senesinde Bizans’a esir düşmesine rağmen Türk boylarının ünlü bir komutanı olduğu için esir muamelesi görmeyip İmparator Botaneiates’e takdim edilir. O da kendisini takdir ve iltifatla karşılayarak sarayında alıkoyuyor, hatta kendisine asalet sınıfından bir kahraman olduğunu belirten Protonobilissimos unvanını veriyor. Bu yıllarda Çaka Bey Antik Yunan dillerini ve Latinceyi öğreniyor.
Lakin her güzel şeyin bir sonu vardır: 1081 de Bizans Hanedanı değişip, başa Aleksios Komnenos geçince tüm ayrıcalıklarını kaybeder ve Konstantinopolis’ ten kaçarak Türkmenlerin arasına döner. Aleksios Komnenos’ un Peçeneklerle mücadelesi sırasında (1087-1091) durumdan faydalanan Çaka, İzmir’ i ele geçirir, yerli Rum ustaları kullanarak 40 parçalık bir donanma oluşturur ve Ege adalarını ele geçirmeye başlar. Önce Midili’ yi, sonra da Sakız Adası’ nı işgal eder. Bunun üzerine Aleksios Komnenos, komutanı Dalassenos idaresinde bir donanmayı Çaka Bey’ in üzerine gönderir. Komutan ile barış görüşmeleri yapılıp sona erdiğinde, İmparator Aleksios’ un kızı olan Anna Komnena, Alexiad adlı eserinde bir ayrıntıya dikkat çeker:
“Çaka, Dalassenos ile konuşmasının sonunda Homeros’ un “Gece Yaklaşıyor” şiirini okuyarak ayrılır.”
Birinci irdeleme:
Buradan da Çaka Bey’ in Bizans’ ta bulunduğu yıllarda Yunan kültürünü derinliğine benimsemiş bir Türkmen Beyi olduğunu anlıyoruz.
Şimdi gelelim ikinci irdelememize: Bizans Oyunları veya Bizans Entrikaları
Doğal olarak İmparator Çaka beyden korkuyordu.
Aynı zamanda Çaka’ nın kızı ile evlenip damadı olan Kılıç Arslan’ da, Çaka gibi ileri bölgelerde savaşan beyleri kendisine bağımlı kılmak, olmaz ise ortadan kaldırmak istiyordu.
İşte bu sırada Bizans imparatoru Aleksios Komnenos, Konya Sultanı Kılıç Arslan ile Çaka’ ya karşı diplomatik ilişki kurdu. Anna Komnena Alexiad da, İmparator babasının mektubunu da paylaşır:
“… Senin sultanlığın babadan, dededendir. Kızıyla evlendiğin için akraban Çaka İmparatora karşı savaş hazırlığı yapmakta ve kendini imparator ilan etmek istemektedir. Kendisi Roma tahtına layık olmadığını iyi bilir. Onun bu planları aynı zamanda sana (Sultan’ a) karşıdır. Harekete geçmelisin; ben de bu yandan onu Rum toprağından çıkarmak için harekete geçeceğim. Saltanatın için bu tehlikeyi düşünmeni tavsiye ederim. Bu adamı barış ile veya kılıçla hükmün altına almanı dilerim.”
Böylece Bizans diplomasisi, daha doğrusu Bizans entrikası Selçuklu Sultanını Çaka Bey aleyhine çevirmeyi başarır. Bizans donanması Çaka’ya karşı gelmişken sultan da karşı ordusunu harekete geçirir. Çaka Sultan ile görüşme talep eder. Doğal olarak Sultanın İmparator ile ittifak yaptığından haberi yoktur. Çaka’ yı merasimle karşılayan Kılıç Arslan sonrasındaki ziyafette kılıcını çekip onu bizzat katleder.
Böylece bir Bizans Entrikası daha kardeşi kardeşe vurdurtmuş ve Türkmenler yara almıştır.
Entrika bununla da bitmez:
Kılıç Arslan artık İmparator ile barış içinde yaşamak istese de, İmparator Çaka’ dan dan kurtulduğu gibi Kılıç Arslan’ ı da İznik’ ten çıkarmak istemektedir. Bu nedenle Hristiyan âlemine çağrı yaptı. 1096 da Kudüs için yola çıkan halklardan ilk Haçlı Ordusu harekete geçer, arkasından feodal yapılı Avrupalı şövalyelerin ordusu İznik’ e gelip, şehri ele geçirir ve Bizans’ a teslim ederler.
Böylece, Türkmen kardeşini öldüren Kılıç Arslan İznik’ ten de olur… Anadolu’ içlerine çekilirken Eskişehir de Bizans ordusuna bir daha yenilen Kılıç Arslan bu bölgeyi de kaybeder.
Bizans ordusu İzmir’ i kuşatır; teslim olan halkı teslim koşullarını hiçe sayarak katleder ve 1097 yazında 10,000 Türk İzmir’ de kılıçtan geçirilir.
Üçüncü irdeleme:
Şimdi geriye dönüp bir bakalım:
İki Türkmen gücü birleşip, belki de Konstantinopolis’ i XI. Yy. da – yani 1453 ten 300 sene önce – ele geçirecek iken, Bizans oyunlarına gelerek, birbirlerini katledip zayıf düşmüşler ve ellerindeki toprakları da yitirmişlerdir. Dolayısıyla, Anadolu’nun Türkler tarafından birleşmesi de gecikmiştir.
Dördüncü irdeleme:
Halil İnalcık’ a göre Haçlı Seferlerinin başlaması Süleyman Şah, Çaka Bey vs… gibi önderlerin komutasındaki Türkmenlerin Bizans’a genel saldırısıyla doğrudan ilişkilidir ve ben de kendisinin bu fikrine tümüyle katılıyorum.
Son olarak da 4. Haçlı Seferini hatırlatmakta yarar var:
1204 senesindeki 4. Haçlı Seferi Kudüs’ e gitmesi gerekirken, – belki de daha önceki Haçlı Seferindekilerin Konstantinopolis’in zenginliği anlatmalarına bağlı olarak- Bizans’ a dönmüş ve İstanbul’ u yağmalayarak 1262 ye kadar geçici bir hükümranlık kurmuşlardır. Bu devirde Ayasofya bile talan edilmiş, birçok değeli eser arasında şu an San Marco Meydanında bulunan Dört At heykeli* de Roma’ ya kaçırılmıştır. 4. Haçlı seferi aynı zamanda, 1054 te Ayasofya da gerçekleşen Ortodoks ve Katolik Kiliseleri ayrışmasının bir yansıması da olabilir. Çünkü Konstantinopolis ne kadar Yeni Roma’nın başkenti de olsa, aslında Yunan kökenlilerin yerleşim yeriydi ve bu ayrılma, bir Roma – Yunan kültür çatışması olarak yorumlanabilir.

*Şu an San Marco Meydanında bulunan Dört At heykeli kopyadır. Asılları müzededir.

Kaynaklar:
1. Ana Kaynak: İnalcık, Halil: Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler, s.17-24, NTV yayınları, İstanbul, 2015
2. Grekçe metinden Çeviri: Kurat, A.N.: The Alexiad of Anna Comnena, Çaka Bey,
3. İşipek, Ali Rıza: Türklerin İlk Amirali Çaka Bey ve Dönemin Deniz Savaşları, Denizler Kitabevi, İstanbul, 2014
4. Wikipedia

6.049 kez okundu
Paylaş

İlginizi Çekebilir

  • Mahallenin dolmuşlarından yansıyanlarMahallenin dolmuşlarından yansıyanlar Bir akşam dolmuşun içinden çektiğim fotoğraf eşliğinde, Not:Bunun kırmızılısı da var. - Ya ablacım afiyet olsun lahmacun yaptırmışsın ama öldük kokudan. Sana mı soracam akşam ne […]
  • Çıkış Var mı?Çıkış Var mı? Baştan söyleyeyim, "bu yazı uzar arkadaş". “Ne kadar?” diye sorma. Bizde pazarlık yok, hele bir başlayalım. Nereye gideceğini, inan ben de bilmiyorum. Çıkış var mı, yok mu? Exodus […]
  • Limonata TebessümlerLimonata Tebessümler Sabah uyandığında, kahvaltısından sonra, uzun paçalı donlarını yıkayıp astığında, ya da öğlen yemeğini yerken, akşam üzeri fenalaşacağını ve öleceğini bilemezdi, elbette. 1903 […]
  • Öğretmenler Gününe ÖzelÖğretmenler Gününe Özel Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati'den yeni mezun öğretmenlere, “Orası güzel vatanın, hizmet ve yol göstermene muhtaç verimli bir köşesidir.Yeni mezunlarımızın memleket içinde […]

Sosyal Medyada Takip Edin

Üye Olun

Yazarlar

Kategoriler

Takvim

Kasım 2024
P S Ç P C C P
« Eyl    
 123
45678910
11121314151617
18192021222324
252627282930  

Arşivler