felsefe taşı

Zaman Planlaması

Zaman Planlaması
Eylül 05
09:11 2016

O, o an bilmiyordu… Sabah gözlerini tam 07:00’de açtığında geçen her saniye ile geriye sayım başlamıştı… 17:10:09, 17:10:08, 17:10:07… Gece yarısında tam 00:10:10’da gözlerini yumacaktı…

Yatağına oturdu. Bir süre kaşındı ve esnedi… Her sabah uyandığında yaptığı 10 dk’lık eklemlerini açtığı cimnastik hareketlerini yaptı… Yine bilmiyordu ama duş’ta su ile teninin ilk buluşacağı an’a 12 dakika ve 37 saniye vardı… Yaptığı her harekette, açtığı her ekleminde o süre azalıyordu… 3 dakika 26 saniye kala banyoya doğru yöneldi. Üzerindekileri çıkartıp suyun altına girebileceği ısıya gelmesi için geçen saniyeler birbirini kovaladı; 3,2,1… Serince suyun altında daha bir uyandı…

Duş aldığı sırada evden her zaman olduğu gibi 07:30’da çıkması gerektiğini düşünüyordu. O duşun altındayken bilmiyordu ama o sabah evden ancak 07:43’te çıkabilecekti ve her zaman bindiği otobüsü 6 dakika 47 saniye farkla kaçıracaktı…

Duş sonrası eşyalarını giyip yatmadan önce “sabah basarım” dediği dokümanları printerdan çıkartmak için uğraştı… O uyanmıştı belki ancak sabahın o saatinde printer henüz mesaiye başlamamıştı ve çalışmak için zorluk çıkartıyordu…

Evi kilitleyip merdivenden aşağıya doğru inerken saatine baktı saat 07:42:53 idi… “Geç kaldım!” dedi… “Belki trafik olmuştur da otobüsü yakalarım” diye geçirdi içinden. Durağa geldiğinde her sabah selamlaştığı, göz aşinası kimseyi bulamayınca otobüsün de gittiğini anladı…

Henüz bilmiyordu ancak şirkete çoğu sabah olduğu gibi 08:40’ta varıp mesaisi başlamadan çay ocağından sabahın yeni demlenmiş çayından içemeyecek, kahvaltısını edip deposu yarıdan fazla bir vaziyette başlayamayacaktı güne… Şirket kapısından girerken saatine baktığında 09:14 olmuştu…

Yine bilmiyordu; mesai başlamadan sadece 7 dakika önce bölüm müdürü onu görmek istemişti ve ofis arkadaşları “bugün gecikti” diyip satışa gelmesinin üzerinden 26 dakika ve 52 saniye geçmişti…

Kan-ter içinde masasının başına geçip bilgisayarının açılmasını beklerken kocaman lokmalarla kahvaltısını etmesini Windows’un yavaş açılmasına borçlu olduğunu düşünmüş bu nedenle de Microsoft’a bu sabah laf etmeme kararı almıştı…

Saatine baktığında öğle tatiline 2 saat 21 dakika vardı ancak zamanında çıkamayacağını, öğle tatilinde yapması için planladığı işleri başka bir güne ertelemek zorunda kalacağını da ancak 11:43’te bölüm müdürünün odasından çıkarken gün içinde bitmesi gereken bir görevi aldığında anlamıştı…

Tüm bunlar olurken yorgun olduğunu düşündü. Halbuki zinde hissederek uyanalı daha 4 saat 10 dakika olmuştu. Akşam uyuyacağı saat de geri sayım sürüyordu; 10:42:40, 10:42:39, 10:42:38…

Öğlen yemeği için neyse ki kısa da olsa bir ara bulmuştu. Masasında yemişti öğle yemeğini ve masa üstündeki dokümanlara yemek artıkları ve içecek damlaları gelmemesi için özen göstermişti…

Hiç beklemediği bir anda ofis çaycısının burnunun dibinde biten yeni demlenmiş öğle çayı ile saman alevi damarlarında gezinme telaşlı bir mutluluk hissetti…

Mesai bitimine sadece 1 saat 32 dakika kalmıştı ve o hala günlük işini bitirmeye çalışıyordu. Mesai bitiminde işleri bitmezse evine geç gidecekti ve akşam için planları tamamen sarkacaktı… Yine o bilmiyordu ama iş yetişmeyecek olsa da 1 saat 18 dakika sonra şirketten çıkacaktı; çünkü sistemler arızalanacaktı ve bu arıza olduğunda 3-4 saat müdahale edilip sistemin eski haline dönmesi zaman alacaktı…

O bilmiyordu ama her akşam bindiği otobüse o akşam ofisten biraz daha erken çıkmış olmanın verdiği rahatlıkla ter içinde ve nefes nefes yetişmeyecekti. Sefer saatinden 11 dakika önce durakta olacaktı ve gün batımında şehrin renklerini seyredecekti…

Otobüsten inip evine doğru yaklaşırken evine ulaşıp tüm gün giydiği gömlek ve kravattan kurtulacağı an’a ait saat geri sayıyordu; 00:08:12, 00:08:11, 00:08:10…

Üzerini değiştirip balkona çıkıp günün son ışıklarına karşı ısıtıp yediği hazır yemeği lokma lokma geçerken boğazından, birazdan atmosfere girip onun gökyüzüne baktığı yönde ve anda gözlerinin önünde kayacak meteor’un atmosferde erimesine sadece 4 saniye vardı…

Son lokmasını gözlerinin önündeki anlık ışık gösterisinden dolayı 1,5 saniye geç indirmiş midesine… Ve güneş tam batması gereken saniyede yok olmuştu tepelerin ardında…

Evde hazırladığı projesi ile ilgili çalışmalarını yaparken o an bilmiyordu ama 2 saat 55 dakika ve 4 saniye sonra gözleri yorgunluktan kapanmaya başlayacak, bilgisayarını bile kapatamadan yatağına doğru geçip “biraz kestireyim” diyip gecenin derin uykusuna doğru bırakacaktı yorgunu bedenini…

Uykuya daldığı an o bilmiyordu ama 07:00’e kalkmak üzeri kurduğu alarmı çalmadan 18 dakika önce uyku periyodu bittiği için uyanacak, dün sabah basamadığı dokümanı da bir çırpıda basıp her zaman çıktığı saatten 7 dakika önce çıkacaktı evinden…

Fark etti ki o bir zaman planlaması yapıyordu; bazen uyan bazen de onun uymak zorunda olduğu…

4.519 kez okundu
Paylaş

İlginizi Çekebilir

  • Bir Tuhaf HikayeBir Tuhaf Hikaye Bir türlü dinmeyen yağmurun altında hayata küfür ede ede uzunca yürüdü, her şey anlamsızdı.Elindeki poşetleri kuru bir zemine bırakıp bir sigara yaktı.Bir resim hayal etti, sigaranın […]
  • Ankara SokaklarındanAnkara Sokaklarından AVM'lerden kaçın. Bugün kale ve samanpazarını tavaf ettik. Pirinçhan çay 2 tl, gözleme 6 tl Yol boyu bileklikler 3 tl Hal müthiş balık ve sebze meyve, tıklım tıklım. Örneğin incir […]
  • Sevgili GünlükSevgili Günlük Bugün 12 Haziran 2008, saat 20:15 Yıllardan beri ilk defa, bir hafta sonu yapayalnızım. Zaman zaman yalnızlığı sevdiğimi bilirsin. Ama bu, çevrede birileri dolanırken; avını rahat yemek […]
  • ANADOLU ‘DA ANA TANRIÇA İZLERİANADOLU ‘DA ANA TANRIÇA İZLERİ Anadolu kaynaklı olup zamanla Yunan efsanelerine dönen karakterlerden biri de Lidya Kralı Tantolos 'un Sipylos(Manisa) dağının eteklerinde doğmuş Niobe' dir... Niobe, Tanrıça Leto- ki […]

Sosyal Medyada Takip Edin

Üye Olun

Yazarlar

Kategoriler

Takvim

Ekim 2024
P S Ç P C C P
« Eyl    
 123456
78910111213
14151617181920
21222324252627
28293031  

Arşivler