felsefe taşı

İnsanı Tanımak

İnsanı Tanımak
Haziran 09
16:07 2014

‘İnsanları, tanıyamıyor, anlayamıyor ve sürekli yakınıyorsak belki de bunun nedeni bizlerin de zaman zaman değişik ve farklı bakış açılarıyla buluştuğumuzdan olabilir mi? ‘ Diye bir soru düştü geçenlerde zihnime… Bu düşünceme ek olarak ta; Acaba ‘İnsanı ve Kendini Tanıma Sanatı ‘diye bir yöntem, bir metod var mı? Diye de sorguladığım oluyor zaman zaman. Ancak maalesef bütün bunlar, yanıtları pek kolay olmayan ve kendimce tam olarak değerlendiremediğim sorular olarak kalıyor dağarcığımda…

Bir çoğumuz, nedense kendimizden başkalarını gözlemlemek, yorumlamak ve hatta benimsemek adına büyük bir çaba içine gireriz… ‘Kendimizi başkalarında bulma kolaylığından ve alışkanlığından kurtarmak, insan olmanın, bu dünyada ayrıcalıklı bir varlık olarak gönderilmenin ve ‘Ne isek, O olmanın’ gizemini yaşamanın ve bunun üstünlüğüne ermenin erdemine, ancak kendimiz olmanın yolunu bulabildiğimiz zaman ulaşabiliriz.

İnsan, öz varlığının farkına erdiğinde, kendine şu soruyu sorma gereği ile karşı karşıya kalıyor ; ‘ Ben kimim? ‘ Önce şöyle bir kendimize ardından da çevremize bir göz atalım. Bu gördüklerimizin içinde kaç birey, ‘ Kim ‘olduğunun tam olarak farkında ve bilincindedir sizce? Biz insanlar, yaşadığımız her anı, şekillendirdiğimiz, adeta kalıplandırdığımız yaşamımızı, hep sakladığımız ‘ Kim ‘liğimizin arkasında gölgelemekte çok mu ustayız acaba?

Ancak, bunun yanında karşımızdakinde mutlaka yanlış arama ve bulma alışkanlığı aslında yanlışların en büyüğü değil midir? Bir noktada, şunu da kabul etmeliyiz ki; dış görüntüsü bakımından, insanın bir soluk, bir kılıf belki de bir gölgeden ibaret olduğunu kabuletsekte, asıl kimliğinin bu tanımlamanın çok ötesinde, sadece ve sadece özünde olduğunu farkederiz çoğu kez.

Sözlerime son verirken; önemli bulduğum şu hususu da özellikle belirtmek istiyorum: İnsan olarak bizler bu dünyaya evrenin tüm sorunlarını çözme iddiası ile gelmemiş olsak ta, belki bu olgunun insan ilişkilerimizdeki önemini kavramak, araştırmak, sorgulamak, yapıcı eleştiride bulunmak, bir noktada kendimizi ve çevremizi eğitmek – geliştirmek zorunda kalmış ve kalmaktayız. Ancak, evreni oluşturan gücün içimizde yarattığı kendi evrenimizi keşfetmemiz koşulunu ve son olarak kendimizle barışık olabilmenin, başta kendimizde ve çevremizde yarattığı huzuru asla unutmamak şartıyla…

6.637 kez okundu
Paylaş

İlginizi Çekebilir

  • İzafiİzafi Doğa'nın en belirgin zıtlıklarındandır; "sıcak" ve "soğuk"... Siyah ve Beyaz, Gece ve Gündüz gibi zıt... Temmuz ayında gözeneklerinizden ter fışkırır sıcaktan... Üzerinizdeki herşeyi […]
  • Tarih…Tarih… Yeni işim nedeniyle bir süredir ziyaretler yaptığım İstanbul'da bazı görüşmelerim İstiklal caddesi ve yakın çevresinde oldu. İnanılmaz apartmanların önünden geçtim, 100-150 yıllık […]
  • Meselenin Özü: Sabır, Ya Sabır…Meselenin Özü: Sabır, Ya Sabır… Her birimiz hayatın içinde pürtelaş koşarak yaşamıyor muyuz? Sanki hayat kaçıyor, biz ne olduğunu bilmediğimiz bir şeyleri yakalamaya çalışıyoruz. Oysa bir tek günün içinde bir hayat […]
  • UtançUtanç Kapının açılmasıyla yerinden sıçradı. Hep böyle olurdu. Önünde sonunda geleceklerini bilse de zamansız yakalanırdı. Telaşlı ayakların parke zeminde çıkardığı sesler ona doğru yaklaşırken […]

Sosyal Medyada Takip Edin

Üye Olun

Yazarlar

Kategoriler

Takvim

Nisan 2024
P S Ç P C C P
« Mar    
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930  

Arşivler